Resim
Üç arkadaş bir cafede oturuyorlardı. Demli çayları sıcacıktı, dostlukları gibi. Kah gülüyorlardı anılarını anlatıp, kah başlarını sallayıp “Ne günlerdi ya! ” Diyorlardı. Zaman su gibi akmıştı. Artık kalksak mı diye birbirlerine bakarken; garson boş bardakları topluyordu. Birinin gözü karşı duvardaki tabloya takıldı.
Şu tabloya bakar mısınız? Size ne düşündürüyor, neyi çağrıştırıyor. Diğerleri de dönüp baktı. Fazla istemeden. İşte öylesine
Bir tanesi; bir çiftlik var orada. Bak birde ev çalışanlardan bazıları kalıyor olabilir. Hımmm. Sanırım mevsim sonbahar, bak! Şu taraftaki ağaçların yaprakları sararmış yer yer. Fırça darbeleri güzel, renkler uyumlu yani, doğala çok yakın. Bu kadar dedi ellerini açarak.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman