Beyaz duvarlı bir odada, saatin tik taklarını sayıyorum her sabah,
Doktor "rutinlerine dön" diyor, "hayat dışarıda akıp gidiyor bak."
Gerçekten de öyle; fırından taze ekmek kokusu geliyor, insanlar telaşlı,
Gökyüzü inadına mavi bugün, bulutlar pamuk şeker gibi bembeyaz.
Ben ise her adımda ayağıma takılan o kırık anıları topluyorum yerlerden,
Dünya dönmeye devam ederken, duran kalbimi nasıl ikna ederim?
Pencerenin kenarındaki saksıda, menekşeler yeniden boyun büktü,
Doğanın kanunu bu; açan solar, doğan ölür, mevsimler hep değişir.
Sokaktaki kedi bile kendine sıcak bir kuytu bulmuş, huzurla uyuyor,
Televizyondaki haberler yine aynı; hayatın o sıradan ve ruhsuz akışı.
Herkes kendi yolunda, her şey olması gerektiği gibi doğal ve basit,
Güller bile onun gibi kokarken, ben kokusunu nasıl unuturum?
İçtiğim her hapın renginde, senin verdiğin o zehirli sözler saklı,
Psikolog "zaman" diyor, "zaman her şeyin ilacıdır, sabretmeyi bil."
Oysa takvim yaprakları düşerken, içimdeki o zindan daha da daralıyor,
Dışarıda çocuklar neşe içinde koşturuyor, sanki hiç ihanet yokmuş gibi.
Yağmur yağıyor şimdi, toprağın o taze ve baygın kokusu sarıyor her yanı,
Yağmur her yeri temizlerken, ruhumdaki bu kiri nasıl silerim?
Kahvemi yudumluyorum sessizce, şekersiz ve tadı tuzu olmayan bir hayat,
Kuşlar yine aynı şarkıyı söylüyor, göç zamanı gelmiş belli ki onlara da.
Doğal olan buymuş; vakti gelen gider, kalan ise ardından sadece bakarmış,
Rüzgâr saçlarımı dağıtıyor, sanki ellerin değmiş gibi ürpertiyor tenimi.
Güneş batarken kızıla boyuyor ufku, gün bitiyor her zamanki mağrurluğuyla,
Güneş her sabah yeniden doğarken, ben bu karanlıkta nasıl uyanırım?
Sırtımdaki o sızıyla yaşamayı öğrenmemi bekliyorlar, sanki çok kolaymış gibi,
Hangi bilimsel açıklama iyi gelir ki, sevdiğinin eliyle diri diri gömülmeye?
İnsanlar selam veriyor, halimi hatırımı soruyorlar o yapay nezaketleriyle,
Hayatın o sıradan döngüsünde, ben bir enkaz gibi duruyorum orta yerde.
Her şey yerli yerinde duruyor; masa, sandalye, o hiç bitmeyen gece yarısı,
Yollar bile ona çıkarken, ben gitmediğim o yolu nasıl unuturum?
Dosyamda "iyileşiyor" yazıyor doktor, belki de sadece öyle görmek istiyor,
Oysa ben her seans çıkışında, o kahpe gülüşünü saklıyorum ceplerimde.
Ruhumdaki bozukluk değil sevgili, senin ruhundaki o büyük eksiklik bu,
Doğal olan senin ihanetindi, anormal olan ise benim hâlâ sana yanmam.
Şimdi son bir nefes çekiyorum bu rutin dünyanın o tatsız havasından,
Kaderim dediğim sonum olurken, ben bu hayatı nasıl sevebilirim?
Kayıt Tarihi : 21.12.2025 20:50:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!