önce ağzına düşerler,
sonra gönlüne..
gönlünden düşerken,
yetmezmiş gibi bir de gözünden düşerler.
sonra da her gece düş'üne..
İçimde çiziliydi sınırların,
bu yüzden ihlâl etmedim tek bir çizgini..
bayram sabahı çocukluğum kaldı içimde
dedemden aldığım üç beş bozukluk cebimde
ekmek almaya giderken Bakkal Mahir’ in verdiği ilk şeker,
yol dönüşü koşuşturan irili ufaklı bir sürü çocuk..
büyük adam olmuştum da evime ekmek götürürken,
parlak jelatinli şekerimi açmaya kıyamadım.
Ne kadar harf varsa
birleştirdim hepsini
ansızın gelirsen,
söyleyecek iki çift sözden
fazlası var artık...
Yeterince günahın vardı zaten
bir de benim günahıma girmene
gerek var mıydı?
Alfabem biraz eksik sana karşı..
Sesli harfleri çıkardım içinden, sana saygısızlık ederler diye.
Sessizce söylemek istiyorum..
Usul usul dolduruyorum gözlerinin her bir çizgisine, sende kalan yanımı..
Kelimeler kendine uygun yer bulamazken cümlemde,
yüreğim, incitmekten korkar oldu tenini..
e ama daha vakit çok erken,
yapacak onca şey varken,
yağmur yağarken gitmek yakıştı mı hiç?
hani onlar yere düşerken, kaçıp bir saçağa saklanacaktık..
martılar da anlamış gittiğini küsmüşler denize
ikiye böldüğümüz simidi atıyorum; dönüp bakmıyorlar bile
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!