Sorulur mu hiç? Şairler gücenir!
Gönül dağlarından göçmen kuş sürülerini istediği diyarlara salıveren, duygularıyla okyanusları süzüp arıtan şairler bu sorunun yanıtını “bal” gibi bilirler de, yine hep sorulur bu soru.
Hatırı sayılır ölçüde şair az şiir okuyor, şiiri seyrederek okuyor, dinlerken de hep konuşuyor. “İlle de benim şiirim” diyor, başka şiirlere büyümüş burnunu kıvırıyor.
Şiir nasıl okunur, toplu yerlerde, dinletilerde nasıl dinlenilir. Uzatmaya gerek yok, yalap şalap okuyan ve okunurken dinlemeyen ve konuşan bile bu konuda çok söz söyler.
Bizim memlekette en güzel kadın adı Ayşe ile Fatma'dır
Her Ayşe bir çalıkuşu
Her Fatma yiğit kadındır
Ayşe'nin çiçekcesi gül
Fatma'nınki karanfildir
Yere Düşmeyen Yağmur Damlası
Yaz rüzgarı bulutlarında muştulanan güz yağmurları
Zerreleri havalandı bir köy kızı nefesinde
Şifalandı akseleri şu kalbin
Kalbiselim sutane gözlerinde
Konuştukça;
Ilık billur sular süzülür dudaklarından.
Kahkahalar atarken;
Su çağıltısı duyulur değirmen taşını döndüren.
Boş Sayfalar
-----
Kitapların başında
Yazısız bırakılan ikinci yaprak kadar boşum
Kitapların sonunda
“İçindekiler” yazan
Şiirler ve hayat bazen;
Hiç el ele tutuşmamış
Hiç sevmemiş
Hiç öpüşmemiş
Bekar iki cimri
Yaşlı kardeşin
Tarlanın hangi yerinden geçtim
aklımda değil
O vakitte hayat güzeldi
Güneşin güldüğü zaman
Yıllar öncesinden bildiğim sular ordaydı
Değirmen artık resim gibi duruyor
Babadan kalma saltanatımdan değildi beni sevme hünerin
Canevi röntgenimden çıkıp duruyor
Rabbimin bahşettiği sana söylediğim gülüşün
Gözlerin sözlerimden utanınca aşka ziyan değildir
Sen suyunu unutma nergislerin
İkimiz adına vadilere inmek benim hünerim
Canım Canevim,
Biricik Kalbim,
Gel seninle can cana, baş başa biraz söyleşelim.
Zaman saati yarım yüzyılı iki geçe hiç durmadan tık tık atarak beni yarı yolda bırakmadın. Öncelikle göğüs kafesimin içinde durmadan canıma can katarak yaşattığın için sana minnettarım ve canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!