Namlunun ucunda aşk,
Kaç kere sıyırdı geçti yüreğimi.
Kıl payı kalmışken vuslata,
Deli rüzgarlara kaptırdım seni
Gittiğin o gün var ya,
Çoruh nehrinin sesine kattım sesimi
Seni son gördüğümde,
Solgun ve kederliydi yüzün.
İçi gülen gözlerin, derin çukurlara düşmüş,
İki siyah kehribar gibi.
Sessiz çığlıkla, ' imdat! ' der gibiydi.
Kalabalık içinde yapayalnız,
Bu gün sana tabiri caiz olmayan
Gördüğüm rüyayı değil,
En büyük bir yalandan bahsedeceğim.
Bu sefer ki en büyüğü olacak...
Kulak tıkadığın selalar senin içinde
Minarelerden sedalanacak.
Ak sakal tarayasın,
Ayağın taşa değmesin,
Taş ata, altın tutasın,
Allahın sevdiği kul olasın.
Dert bela görmeyesin,
Celladın mezar taşında isim olmazmış,
Öldükten sonra geride bıraktıkları,
Düşman sahibi olmasınlar diye..
Ha, birde herkes cellat olamazmış...
Gaddar,zalim,acımasız...
İdam mahkûmunun iskemlesine
Fatih için İstanbul'u feth etmek,
Yüce peygamberin övgüsüne mazhar olmaktır.
Fatih için İstanbul'u feth etmek,
Esaret altındaki bir güzelin,
Haliç bileğindeki paslı zincirlerden kurtarılamasıdır.
Bu sevda,Fatih'e:
Yürüyüşünde edep,
Oturuşunda haya.
Halinde sükut,
Gülüşünde gül.
Her kelimesi inci tanesi
Sanki bir haya abidesiydi.
Evlat babasına çıkmıyor sahip,
Vicdan çaptan düşmüş,merhamet gaip.
Kardeş kardeşinden olmuş muzdarip,
Bizi bu durumdan kurtar Allah'ım.
Kendi hanesinde analar garip,
Özür diliyorum senden kalbim,
Beş para etmez insanların
Gerçek yüzlerini göremeden
Seni onları sevmeye zorladığım için.
Herkesi kendim gibi bilme aptallığı ile
Seni bir çok çaresiz kıldığım için.
Kaybetmekten korkma sev!
Canını verecek kadar, bir anne gibi.
Kaybetmekten korksaydı anne,
Yavrusunu sever miydi?
Seven asla kaybetmez, Allah aşkına.
s.a dayı nasılsın iisındır insallah,maşallah herdalda mukemmelsın şiirdede oyle en cok pişman degilim şiirin güzel bence,saten insan piman olacagı işe kalkışmamalı şiirlerinin devamının gelmesını dileirm cenabı rabbimden insallah daha güzellerini yazarsın ve hedeflerine ulaşırsın,allahın selameti ...