Beni affet sevgilim,
Bu bahar gelemeyeceğim için,
O çok sevdiğin beyaz güllerden,
Mezarına getiremeyeceğim için,
Saatlerce seninle sohbet edip,
Sana söyleyemediklerim için,
Ah ulan Asiyem son vapuruda kaçırdım,
Hani cebimde beş kuruşumda kalmadı,
Öyle taksiye atlayıp gelemem ki sana,
Söz vermiştim değilmi?
Bu sefer geleceğim diye,
Şimdi dört gözle bekliyorsundur iskelede,
Ah BE Arkadaş!
Unutmak, geçmişi karanlık dehlizlere terketmek,
Bir kaçak gibi sırra kadem basmak ,
Maziyi hiç yaşanmamış gibi silmek, süpürmek, İhanet etmek,
Belkide en zoru bu olsa gerek,
Sevdiklerine arkanı dönüp gitmek.
Buğday sarısı tenin,
Simsiyah kalın kirpiklerin,
Deniz mavisi gözlerin vardı,
İçinde kaybolası...
Oğlan çocuğu gibiydin Sen,
Bir köşe başını tutar,
Akşam güneşi batıyor yavaş yavaş.
Bir kızıl örtüdür sardı gökyüzünü,
Göğü yararcasına,
Sokak lambaları yandı teker teker.
Gündüz teslim oldu karanlığa.
Ve SEN geldin birden aklıma.
Kömür karasıydı gözleri, Bahtı gibi.
Yüzünde çileli geçen bir ömrün, İnce çizgileri
Daha küçücük yaşta yetim kalmanın
boyun büküklüğü
Ve yetmemiş gibi, diz boyu sefaletin Ta kendisi
Onun alın yazısıydı.
Hafif bir rüzgar dokundu tenime,
Ilık, yumuşacık bir kadın gibi,
Sen geldin hayalinle, gözlerimin önüne,
Hemen sarılıp sevişmek istedim seninle.
Yıldızlar dizilmiş bir inci tanesi gibi bu gece gökyüzüne,
Ay kadar güzelsin,
İnci tanesi sevgilim,
Eyleme gönlünü benimle,
Yangın yerine düşersin,
Pişmanlığın fayda etmez,
Kırılıp, dökülürsün.
Bu akşam kaç kadeh içtim hatırlayamadım,
Sarhoş gönlümü avutamadım,
Ne olursun bu gece gel bana,
Ben seni hiç unutamadım.
Verdiğin sözler nerede kaldı,
Kaç bayram oldu aynı sofraya oturmayalı,
Kaç kandil oldu ard arda namaza durmayalı, kaç gece oldu aynı yatakta sarılıp yatmayalı,
Söyle bana bu kul neyleye
Şarap içsem testim kırılır,
Namaza dursam secdem şaşırır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!