Pişmek…
ateşin sabrında
sessizce erimektir.
Yanmanın harıyla,
kavrulmanın teriyle
külün küfründen
mana diye dirilmektir.
Artık ateş yakmaz seni
sen, ateşin dilini anlarsın.
Alevde gizli rahmeti,
kıvılcımda saklı merhameti
taşırsın göğsünde
sözsüz bir teslimiyetle.
Ve nefsin
dilsizleşir o sır karşısında.
Çünkü pişmek,
görünmeyen bir secdedir:
kıpırtısız bir sabır,
suskun bir tevekkül,
“ben”siz bir yürüyüştür
Rıza'nın eşiğine.
Artık ne “niçin” sorusu kalır,
ne “ne zaman” bekleyişi.
Varlığın
kendi zamanına rıza gösterir.
Bir çiçeğin,
ateşte açtığını görürsün
ve susarsın
çünkü hakikat
ancak sessizlikle anlaşılır.
Pişenin sureti
aynı kalır belki,
ama içi
başka bir göğe çevrilir.
O gökte
dert hafifler,
bekleyiş anlam bulur,
zaman
kalbin ritmine uyar.
Pişmek;
sabırla yoğrulan
bir hakikat hamurudur.
İlahi Kudret
onu kendi nefesiyle ezer,
kendi rahmetiyle şekillendirir
ve sonunda
yumuşamış bir kalple
yeryüzüne salar yeniden.
Ve bil ki:
Pişmiş bir yürek
yalvarmaz,
kendisi duaya dönüşür.
Her hâliyle
Rahman’a açılır
çünkü pişen,
artık pişirenin sırrına
mağlup olmuştur.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 08:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!