Ne derdi biter bu dünyanın ne tasası
Koş koş nereye kadar en son yokuşta
Yavaş yavaş nefesin kesilecek nasıl olsa
Mevsim yazmış kışmış sonbaharmış
Cebinde paran azmış ya da kalmamış
Yolculuk dört teker üzeri ya da yayanmış
Yanında biri varmış ya da kimse kalmamış
Maviliğin altında bir mavinin kenarında
Su sesi sessizliğini örtüyorsa daha ne
Bir söğüt gölgesi içindekini aydınlatıyorsa
Yeşile yer kaldıysa biraz yanında, ne ala...
Ya kalmadıysa!
işte o zaman kötü, işler fena karışıyor
En çok da ayaklarla kafalar çarpışıyor
Yüreğinde daraldıysa biraz işten güçten
İşşizlikden güçsüzlükten güçlüklerden,
İnsansızlıktan, ihsansızlıkdan, insafsızlıktan…
Başka bilinen bir yol yok işe yarayan
Dönmek zorundasın her neredeysen
İlk başladığın noktaya, çaresizlikten
Tam olarak kaybetmeden kendini bulmaya
Tüm kaybolmuş umutlarla dönülmeli başa
Yaşanmışlıklar yaşanamamışlar masada
Onun ya da bir diğerinin yüzünden
Varsayalım hepsi senin yüzünden
Olmuşsa olmuş, olmamış gibi mi yapalım
İşte o tam da yüzden her şeyi boş ver
Sal kendini içinde saklandığın çocuğa
Çoğu bunu yanlış anlıyor biliyor musun
Bu mucizevi dönüşü çocukluk sanıyor
Çocukluğu tavırla ilgili bir şeyde arıyor
O yüzden koca insanlar çocukluk yapıyor
Hareketlerine bir maskaralık yansıyor
Asık suratlılığı ciddiyet sayıyor, yanılıyor:
Hayallerinin çocukluğunu arıyor, aranıyor
Bir hayalin peşinde koca ömürler tükeniyor
Hayal ettiğini değil gerçeğini bulursa içinde
Ruhu, cismi, aklı fikri, kalbi gibi sadeleşiyor
Dünyanın tüm gereksiz yüklerinden arınıyor
Film geriye sarıyor o zaman bir ilk yaşanıyor
Bir piknik masasının kuruluşu hatırlanıyor
Gök kubbenin altında bir maviliğin yanında
Su sesi insan sesi çatal bıçak sesi karışırken
Anneninki gibi ezan sesi anılarda yankılanıyor
Salıncak kurulmuş sallanıyor bebek uyuyor
Akşam oluyor gün kızıllaşıyor gölge büyüyor
Komşu kızı uzakta, daha da uzağa bakıyor
Yaklaşılamıyor, bir şeye küsmüş hayal kırıyor
Piknik masası, canlanıyor ve canlandırıyor.....
Düşünebildiğin, kendini rahatça ifade edebildiğin
Korkmadan korkutulmadan yolunu çizebildiğin
Hata, günah, ve sevaplarınla kabul göreceğin
Her zaman sevinçle dönebileceğin bir baba evin
Özlemle andığın bir geçmişin varsa, gelecek senin.
Önce mutlaka çocuk olmalı sonra da onu yaşatmalı,
Ama en önemlisi insanın dönebilecek bir yüzü kalmalı...
Yılmaz BEKTAŞ
Kpt Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 21.5.2023 06:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!