Takılır gideriz
Kırmızılara
Karalara
Ya da kırmızı ve karalara.
Bilirsiniz işte
Renk mi yok
Çoğumuz da
Bunların dışında kalanlara.
Takılır gideriz
Anne sesiyle başlayan
Su sesiyle devam eden
Motor sesiyle dumanlanan seslere
Ve tüm diğerlerine.
Her hangisi iseler
Takıldığımız renkler
Ve takıldığımız sesler
Bazen yükseklere taşırlar bizi
Bazen çukurlara
Kimimiz o renkleri
O sesleri
Doğurduğunu zanneder,
Kimimiz de
Renklerin
Ya da seslerin
Kendisini doğurduğunu.
Şaşkınca dolaşırız
Aydınlık, karanlık
Dar, geniş,
Bazen Arap, bazen İspanyol,
Bazen köylere, bazen kentlere ait
Labirentlerde.
Çoğu kez gerçekten
Nerede,
Hangi ülkede olduğumuzu bilmeden.
Ağzımızda dilimize geçirilen anadilimiz
Yüreğimizde toplayabildiğimiz duygular
Dış görünüşümüzde
Onların kavşağı
Köşeler ya da kıvrımlar.
Kimimiz Zeus'tan medet umarız
Kimimiz
Bisiklet pompasıyla şişirdiğimiz egolarımızdan.
İkisi de fos çıkar.
Çok sayıda ötekiler de.
Çarparız kocaman bir tatminsizlik duvarına,
Kayboluruz
Kendi diktiğimiz ağaçların ormanında.
Tüketiriz cebimizdeki
Bir gün tükeneceğini bildiğimiz zamanları
Bir varmış, bir yokmuş oluruz.
Olmaz mıyız yoksa?
23/05/13
23:37:13
Kayıt Tarihi : 23.5.2013 23:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!