PEHLİVAN, PEHLİVAN…
“ İki kişinin, belli kurallara göre, birbirini kavrayarak ve kuvvet sarf ederek, karşısındakinin sırtını yere getirmek için uğraşmalarından ibaret olan spor çeşidi” diye tanımlanan Güreş bizim ata sporumuzdur. Başlangıç yılları tam olarak bilinmemekle birlikte “Oğuz Türkleri'nde güreşin her türüne yer verildiği de Dede Korkut Destanları'ndan anlaşılmaktadır. Gılgamış ve Dede Korkut Destanları, Sümer, Akat tarihleri ve tüm buluntular, güreşin ilk kez Türkler tarafından yapıldığının kesin kanıtlarıdır”
“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” diyen Mustafa Kemal Atatürk; ata sporumuz olan güreşe ayrı bir önem vermiş, bu sporun gelişip hak ettiği yere gelmesi için gayret sarf etmiştir. Ahlakını ve çalışmasını beğendiği pehlivanları onurlandırmıştır. Şu mektuba bakın.
“15 Kasım 1931 Ankara Kurtdereli Mehmet Pehlivan
Seni cihanda ün salmış bir Türk Pehlivanı olarak tanıdım. Parlak muvaffakiyetlerinin sırrının şu sözlerle izah ettiğini öğrendim. ‘Ben her güreşte arkamda Türk Milletinin bulunduğunu ve millet şerefeni düşünüyorum.’
Bu dediğini en az yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın Çoluk, çocuğun için sana ufak bir armağan gönderiyorum. O, bu mektubumla beraberdir. Pehlivan, ömrünün tam sağlıklı uzun sürmesini dilerim.GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”
Bu mektubu Atatürk; bizzat izlemekten zevk duyduğu, Kurtdereli Mehmet Pehlivanında hakemlik yaptığı Çocuk Esirgeme Kurumunun organize ettiği güreş sonrası yazmıştır. Mektubu Kurtdereliye yazmış olmakla birlikte; Kurtderelinin şahsında tüm güreş yapan pehlivanlara seslenmiştir. Bende; güreşen her Türk güreşçisinin Kurtdereli gibiyiz dediklerini duyar gibi oluyor, en azından bu milletin bir ferdi olarak yürekten istiyorum. Cazgır er meydanlarında pehlivanları “Allah, Allah illallah Muhammedün Rasulullah” diye meydana süre dursun, bende gönlümden geçenleri pehlivanlarımıza sunmak istedim. Milletin şerefini düşünen bu yiğitlere selam olsun.
Er meydanı kurulsun bak
Kuş gibi seker pehlivan
Şöyle bir “peşrev” yaparak
“El ense” çeker pehlivan.
Vız gelir tipi, bora, kar
Dar gelir koca meydan dar
Tepeden tırnağa kadar
Yağları döker pehlivan.
“Cazgır” ededursun kelam
Yenmiş, yenilirmiş ne gam
Halka vermek için selam
Diz üstü çöker pehlivan.
“Hayda bre! ” der, gürler sesi
Güreşmektir tek hevesi
Geçmeye görsün pençesi
“Kispeti” söker pehlivan.
“Sarma” ile “dalma” ile
Hem “askıya alma” ile
Rakibi “aşırma” ile
Sırt üstü diker pehlivan.
_____________________________________:
Peşrev: Yağlı güreşlerin başlangıcında elleri bacaklara vurarak yapılan gösteri.
Kispet: Yağlı güreşçilerin, dana derisinden yapılmış dar paçalı meşin pantolon.
El ense: rakibi ensesinden tutup kendine çekme şekli
Cazgır: Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle halka tanıtma
Sarma: Güreşçinin kendi ayağını altta bulunan rakibin ayağının iç tarafına sokup dolaması
Dalma: Rakibin ayaklarına doğru birden inerek paçasını veya topuğunu kapma oyunu
Askıya alma: Genellikle künde oyunlarıyla alttaki güreşçinin ellerini ve ayaklarını yerden kesip aşıracak duruma getirme.
Aşırma: Kündede ya da kavak dikme oyunlarında dengeleme durumuna getirilen güreşçinin pes etmediğini görünce çevirip sırtının üstüne yere atma.
HALİL MANUŞ 03.10.2010 ÇORUM
Halil ManuşKayıt Tarihi : 5.10.2010 10:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çorum Gazetesi - Yayla Haber.com
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!