Günün sonunda bir yüz
Bir beşik gibi günün ölü yapraklarında
Bir çıplak yağmur demeti
Gizlenmiş bütün güneş
Kaynakların bütün kaynağı suyun dibinde
Kırık aynaların bütün aynası
Gözkapaklarımın üzerinde ayakta duruyor
Ve saçları saçlarımın içinde
Biçimi ellerimin biçiminde
Gözlerinin rengi gözlerimin renginde
Gölgemde yitip gidiyor
Tıpkı bir taş gibi gökyüzünde.
İsteğim yok seni sevmekten başka
Bir fırtına dolduruyor koyağı
Irmağı bir zehir
Seni yalnızlığımın boyunda yarattım
Saklanmaya yarattım bütün dünyayı
Gülüşleri inceliyorum gözle parmakla
Erken sabahı uyuyan otu
Ki yükselip dinelir görününce hayvanlar
Açlık duymayan göğsü
Utanç duymayan artık
Yalnız Değilim
Yüklü
Dudakların tüyden hafif yemişleriyle
Giyimli
Binbir değişik çiçekle
Her yer tıklım tıklım ölü
Acı boğacak beni boğacak beni
Otlar yalnızlıktan kupkuru
Ama suçlu ben değilim ben değilim
Katillerle bir olmadım olmayacağım da
Özgür kalacağım işte böyle bir başıma
Yavrum bu senin gülüşünün ardında
Bütün sevda kelimeleri çırılçığlak
Memelerini tutup çıkarıyorlar boynunu
Sonra kalçalarını gözbebeklerini
Sonra ne varsa okşayış adına
Bütün bunları bulup çıkarıyorlar
Hiç kimse bilemez beni
Senin bildiğin kadar
Gözlerin, içinde uyuyup
Koyun koyuna uyandığımız gözlerin,
Ağarttı dünyanın tüm gecelerini
İçine yeşil güneş atılmış uzak bir ırmakta
Oturdum bir dalgaya hiç sıkılmadan
Geceyi yıldızları kutluyordu ağaçlar
Belgin gördüm çırılçıplak gecede
Çırılçıplak gecede ne kadındı
Diz çökmüş göz kapaklarım üstüne;
Saçlarım içindedir saçları;
Hali var, ellerimin halinden;
Rengi var, gözlerimin renginden;
Kapılmış, koyulmuş gölgeme,
Göğe karşı bir taş gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!