Ey kudretli şair!
Tanışıklığımız vardır acıda kederde elbet
Kabarır nehirleri duyguların hecelerinden düşer
Rengârenk iklimlerin zamana bıraktığı derin acı izlerden
Akıyor şiirlerin yası şair...
Göz pınarlarında can suyu saklar anneler
Nefessiz tüketiriz zamanı eziliriz çarklarında
Aşkların ebedi karargahı yolculuğunda
Devimine denk mi aşklı yüreğin.
On iki yerinden çivilenmiş kanar darağacı
Dönüşü olmayan kıyameti sancıların okyanusunda yüzer tabut
Can çekişir ölümsüzlük hazin bakışların serabı
Mateminde çöl nefesim
Boğulurum.
Kapaklanır bulut gök bakır!
Süpürür sokakları çınlar sessizliğin çığlığı
Rüzgârın ağır eteklerinde nem
Uygun ağıtların demi yaşında adım
Taş baskısı umutlara gebe gam.
Ham yeşil tomurcuklar dallarından
Vurulur mu çiçeklerinden meyveler?
Ak sütü kadar pak helaldi hürriyet
Yaprakları sarmalardı mahremiyet
İşkence hanesinden yaralı üç fidan
Soyulurken çırılçıplak kabuğundan
Köklerine sadık çınarların.
Ar damarından çatlamış mermer taşım
Sızıyor gövdene kanlı göz yaşım
Kervan çeker yükü yol alır
Saçılır güneşin alın teri
Ağrısı tutar aşım.
Direnci kırık yıldızların karanlığına
Tan doğmayan mizanına yazgı
Kanatları altında zulümlerin saç ayağı
Kaynatır cehennem suyunu evrenin
Boğazlarken ülküsünü özgürlüğün.
Ucu kavruk kaleminden dök şair!
İzleklerinden süzülür ruhumun mürekkebi
Okurum kanunnamesini hükümlüsüne
Tecellisi sunağında adalet
Ulu Tanrının yüce hikmetine sual olunmaz
Kuşan silahını ey kudretli şair!
Parlasın mürekkebin keskin kılıcı
Son sualinde damlasın ahın.
Kayıt Tarihi : 6.12.2023 12:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!