Bu huzurla yattığım mabet,
Benim mezarımmış meğersem.
İki avucuma sığdıramadığım güneş ve dünya,
Ben gayba karışmamın şahidiymiş anlaşılan.
Oysaki ne kadar da konuştum,
Bir daha hiç konuşmayacakcasına..
Sakalımızı keserler,
Kolumuzu kesemezler,
Sesimizi keserler,
Ülkümüzü bölemezler.
Önce seni unutacağım,
Sonra mevsimi,
Şehri terk eden kuşları.
Belki herkesi.
En sonda her şeyi,
Yani seni.
Pencerem gökyüzü,
Hafızam kül tablası,
Hasretim yer küre,
Hayallerim kara delik,
Gerçekler en büyük ütopya.
Vakit doldu tecelli oldu,
Gider oldun ardına bakmadan.
Özler oldum durmadan,
Arkama bakmadan,
Ardında kalmadan.
Uzaklar diye dilimizin ucuna sarardık önceden,
Özlem akacak aramızdan,
Herkesten sakladığımız sırlardan,
Elbet düşecek bir gün aramızdaki surlar,
Sularla kalıplaşıp doğacak bir bataklıktan.
İyice içine batacağız,
Bilmediğimiz romanlara baş karakter olalım seninle,
Aynı kalsın isimlerimiz de,
Eşleşiriz belki yeniden,
Sen aklında kimseyi tutma,
Ben zaten çıkaramam aklımdan seni.
Sahi bir deniz kenarında tekrar barışsak,
Tutsam yumuşacık ellerini sıkıca,
Affeder miydin beni?
Veyahut bilmediğimiz şiirleri dillerimize sarsak, Gitmediğimiz yerleri zihnimize kazısak,
Fark eder miydi?
Sana uzaklara bakalım biraz desem,
Sana olan sevgim yıldızlar misali,
Baktıkça küçük sanarsın,
Yaklaştıkça büyük diye kaçarsın.
Hayat bize fırsatlar verdi,
Onlar geldikçe mahvettin,
Biz misali.
Göğü sarartırsa ten rengi,
Buluşuruz ay tutarsa güneşi,
Gözlerimiz nasiplenir belki.
Çok değil ama,
Uzun zaman önce birisi demişti,
Yakın zamanda ölen,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!