Kuşlar
Kuşlar yanlış tanıdı gidip de gelenleri
Sarmış yolları ahtapot
Birini kuruttum çoğalıyor kolları
Çiğ? düşüyor üstüne
Tam da kapı önüne
Kum tanesiyim çölde acıyla umarsız
Bir o yana uğuldayınca rüzgar sonsuz
Sorunsuz
Ayazcasına mehtaplı gecenin koynunda
Kıvranır parmaklar
Kırılır perçeminden zaman
Uçtu geldi bir kuş
Kondu taksinin antenine
Nasip aradı etrafına bakarak
İndi minik serçe yere
Görmedi serçeyi çocuk
Taktı taksinin antenindeki kuşa
copla düşünce yere sürüklendin mi cadde boyunca
Öpmedim ayakları
oldu olan bana
acıları duydukça sırtından çıkan derim boynunda
gidemezken hastahaneye
doktor rapor etmez ilaç yazmaz reçeteye
Garip gönlüm bayram etsin
Türküyle çağlasın aksın
Coşkun olup canım onsun
Dilim söyleyip yanmasın
Siz orada biz burada
Hani seviyordun candan yürekten
Öpüyordun önce kiraz dudaktan
Ne gelirse biliyordun ulu haktan
Küstün gitti olur olmaz çocuktan
Sanıyorsun ki dünyayı yarattım
Ölüm gibi teslim olursun umarsız
Önceden açıklansın belki rahatız
Sıkışır yüreğin çaresizliğin peşinde
Güvendiğin kişiler geride kalır
Üzgün süzgün o kadar
Boşuna bağırıp çağırman acını
Orman adamının kestiği ağaçta
dallı budaklı sevdası
Terleyen nasır tutan eli kutsal emekli
O biliyor
O seviyor dümdüz odunu
O seçiyor keseceği odunu
Kim demiş
Ben oluşturdum ben yaptım oyuncaklarımı
Tabak kaşıktı ilk oyuncaklarım
Tahta toprak arkadaşlarım
Ne varsa atık
Hepsi olurdu oyuncak
Of Trabzon’un ilçesi
Dertli dertli çekme of
Her canın sıkıldıkça
Hep diyorsun of of
Ne kaldı ki elimde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!