bir balık gibi hafızasız yaşadı çok zaman kadın.
aklında tutulacak anıları olmadı,
yada biriktirdiği sevinçleri.
bu hayat ona göre değildi.
göğün arka yüzü,
yeni bir dünya gerekliydi ona...
ana rahminde çizilmişti sanki,
bu yolculuğa yalnız çıkacağım.
arayacağımı,
kendimi didik didik edeceğimi
kim bilebilirdi ki?
İl kez büyümüş gibi hissettim
dozer girince bahçeme.
balyozlanan duvarların ardından
varlığıma inat
sen yoksun dercesine
birden plasenta kokusu kaplıyor her tarafı.
doğuruyorlar!
anaerob bakteri gibi ürüyorlar.
bir azgın teke çıkıyor dişisinin üzerine,
ve soruyor?
bedeli ödenmiş
ama alınmamış sevinçlerim var
hüznün bataklığına saplandım kaldım...
hey sizler!
hiç kurtların uluduğunu duydunuz mu yüreğinizde?
ben duydum!
yalnızlığın da sesi kesilince?
benim göğümde hiç yıldızlı gece yok
hep karanlık yaşadım sevdalarımı
hiç ateşe kesmedi sevişmelerim
seni sevmekle başladı her şey..
sanki alaca karanlığın ardından doğan güneş gibi....
karda kalmış, üşümüş ayaklarımın,
ateşe varması gibi...
şu dermansız, çaresiz gönlümün,
Farid Ferjad çalıyor,
büyüleniyorum...
bütün yapraklarını
döküyor hüzün ağacın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!