Kaldırımların terinde sürüklenerek baş veren
Sürgün yüreğimle yağmurların tokadına giren
Kırışık bulutları dondurarak zihnime seren
Gözlerim acının balyozunda kalbimi parçalayarak ezen
Solgun gölgenin sürükleyişinde seninle gezen
Hayallerimin çiçekleri koparak ellerimde kanlanan
Ben yüreğimi kefenledim
Senin gölgenin önüne bıraktım
Deryanın alnında ki suyu aldım
Kaldırımların kuruyan diline bıraktım
Şafakların sarı başaklarını sıktım
Ellerimin nasırına bıraktım
Hayatımı işret ederek harap ediyorsun
Oklarla yırtılan ruhumun kalesi işgalde
Süretin yansıyarak alnımı dolduruyor
Ufukların menzilinde iz olan
Zihnimin üstünde hayal şapka bulunan
Günlerden sen
Acı lokmanın çilesi geldin
Sahillere sürüklendiren sert rüzgarınla gittin
Her günlerden yüreğime saplanan sen
Zihnimin ince damarını kopartan giyotin
Bir ahu bakışın ömrümün kederine değer. Yüreğime kan sızarak akışın: Sevdamın; asil ferdine, asıl kendi adına olan...... değer. Özümü oyalayan, sözümü aralayan, ruhumu kor layan, izanımı zorlayan..! Hüzün sarsıntısı ile, yağmurların irademi örterek karanlığın bağrına sokulmuştum. İsmini dilimden düşürerek karanlığın bezi içersinde arıyordum. Başıma toplanan yıldızları avucumda topladım. Işık süzmeleriyle; yolumu tayin, ismini kaim ederek izlerle sürülüyordum... İsmini anı taşların altında buldum, dudaklarım çığlığın yankılı sesinde isminle duruldum. Seni kalbimin sandığını açarak sakladım. Benliğimi dikenliyen gül adı olan sen. Gül bahçesinde durdum. Karanlık içersinde kan akışı gibi hafakan basan, ızdırab yükleyen güllerin gözlerime kan boşaltan renkleri. İsminle haykırdım, yapraklar savruldu. Hazin bahçenin boğucu oltasında hafakanlar bastı, gölgen kırılan dimağımda taştı. Bir yandan güllerin kanlı bakışı üzerime hücum eder, bin andan günlerin derdi yüreğimi ezer. Anların resminde yansıyan cismin alnıma yerleşti, izlerin sesinde fısıldanan ismin canıma yerleşti. Gözlerimin acı boğultusunda sen, gönlümün sancı kavruluşunda sen. Güllerin yapraklarını rüyalarına sokuyorum. Günlerin şanlı adresinde ve merkezinde konumlanan sana taze gül gönderiyorum. Şiirlerimin bestesi seninle çalıyor, acı melodilerin yakarışı seni çalıyor. Yüreğimin esareti senin adınla kelepçeleniyor.
.
Yüreğimin yangını intizara sürüklüyor, günlerimin sızısı ıssızlığa itiyor, düşlerimin batan kayığı hiçliğe gömülüyor, kafam seni resmederek sessizliğe atıyor. Kalbim seni heceleyerek sensizliğin hüznünde yakarışım
adımlarına yayıldı, gözlerinin kuru penceresine yazdığım satırlarım kaldırımlara atıldı. Gözlerim yaşla yırtılarak, gönlüm yasla kırılarak seni anı paketine sararım. Duygularım acı aşla beslenerek, düşüncelerim aşk çıkmazının sokağına seslenerek seni ararım. Hayallerimin aynasından kopmayan, rüyalarımın penceresinden çıkmayan sen... Sensizlik feneri elimde, sensizlik teri dilimde... Sayfalar la karalanarak, günlerin ölü donukluğuyla paralanarak seninle kapanırım. Gölgen tanların kanlı kızıllığında ellerimde tutuldu, gözlerin zihin tutkalında anların kara perdesine yapıştı. Film şeritleri kafa raflarına itildi, ara sıra raflardan anıları çıkarak izliyorum. Bazen ise benden tarafa dönerek gülümsemeni ısırıyorum... Sözlerin sözlerimi kovalayarak, gözlerin gözlerimi kapatarak sevda damlasını içmiştim. Buradan son çıkışınla yüreğim harabeye dönerek senin özleminle zamanım hüzün tutuyordu. Sensizlikle sarsılarak ruhumun izine sokulan ismini hicran yutuyordu. Hüzün selleri anılara doğru sürüklüyordu...
Ey çöl seraplarına kapanmış canım
Ey göz serhatlerine saklanmış sazım
Ey söz şerbetlerine yapışmış sazım
Ey köz kalemlerine yığılmış yangınım
Şiirlerimin destesi seninle okunur
Duygularımın bestesi seninle dokunur
Gecenin mezarında alnımı kemiren anılar
Düşler yurdunun bulutlarını parçalayarak kaçar
İzbe duvarların hicranında nefes olarak bakar
Kafa hatırasının defteri
soluk kalarak rüyalara yatar
Seni görürüm her vaktin tırnağında
Seni gözlerim her akıntının girdabında
Sen rüyalarımın aynasında görülen
Her yanımın sislerinde buluşan
Her anımın izlerinde gömülen
Günler günleri telaşla kovalıyor, aylar ayları takiple kapatıyor. Fakat yüreğim yırtıldığı, rüyalarım kırıldığı halde yine yoksun. Yoksun kalan hicran derdimle, sensizlik sessizliğinde karanlığın giysisini giyen gölgeni arıyorum. Ufukların kanlı yüzüne ismini ve cismini sarıyorum. Gecenin karanlığına boğulan Üsküdar pencerelerini, gemilere kılavuzluk yapan fenerle tarıyorum. Fenerler; rüyalarıma yavuz, biriken gözyaşıma havuz, sensizlik körlüğüne kılavuz oldular... Kız kulesine fırlattığım hüzün taşları, yorgun duvarlarının canı yanarak acımla feryat ediyor. Deli dalgalar gözyaşımı yutarak, bilinmezlerin kara fanusunda kapanarak iradem hapiste kaldı. Sensizlik sessizliğine gömülen, kaldırımların kalabalığıyla sürülen ruhuma yaklaşarak bir santimde olsa tebessüm ver, benliğinden bir gramda olsa bakış ser. Umutsuzluğun sıkan cenderesinde boğulacak gibiyim, Uzakların bıkan enderinde bağıracak gibiyim... Sana olan özlemim darağaçlı intizarıma dayanarak gönül yasımla yandıkça yanıyorum, kalemim mürekkepler tutarak kanlı hüzünle battıkça batıyorum, bedenim Karacaahmet’in ölüm soluğunda yattıkça yatıyor. Düşlerim sönük, sözlerim donuk kaldı, beni benden aldın. Dudaklarımı tellendiren melodiler, duygularımı seslendiren şiirler, ellerimi terlettiren işaretler seni söyler bana. Ah..! sevginin çilesinde çiçek bahçeleri kuruyarak kopan ızdırap çığlığım... Ah..! yaşamımın filesinde topladığım dilek sayfaları tutuşarak deryanın serinliğine bıraktığım küllenmiş kaşım. Ah..! hayatımın direğinde yükselen sevda kubbesi yıkılarak koparılan başım. Ah..! zamanımın dişlerine atılan taşlar: Hep seninle akar, yüreğim seninle bakar.
Şair, Özkan bey:
Şiirlerinizin esinden, buram buram özlem buldum. Yüreğimden tüten hicranın acısını duydum. Böyle güzel şiirlerinizden dolayı tebrik ederim... Başarılarınızın devamı dileğimle efendim.
Şiirlerinizle kendimi mazinin ve maviliğin deryasında buldum. Hepsi birbirinden güzel ve yüreğinizin özellik sesi hakim... İnternet yolu ile sizin gibi şairleri tanıma ve yapıtları okuma fırsatı buldum. ' Özkan Karaca' ismine bir kaç yerde de rasladım. Gerçekten istikbal vaat eden genç bir yetenek. ...
Şair: Özkan Karaca
Yüreğinden damlayan sızılarla, duygularından taşan kıvılcımlarla şiir sesini güçlü yansıtan ve toplumun değerlerine ayna olan yaklaşımı ile samimi şair. Her gönül eseri yeni bir heyecanların semboli, her kelam ve kelam karalayışı yeni hareket kulvarında şiir sesinin ayak ses ...