Devamlı özgürlük deyip duruyorum,
Dilime yuva yapmış,
Nedendir bir türlü dağıtamıyorum,
Bozamıyorum bu meçhul yuvayı...
Bu akşam bundan kurtulmalıyım,
Artık bir nokta koymalıyım...
Özgürlük denen baş belasını,
Çıkarmalıyım beynimden,
Ve yatırmalıyım masaya,
Enine boyuna incelemeliyim,
Ki bir daha yemesin başımın etini,
Almasın beni benden,
Götürmesin meçhul âlemlere...
Artık rahat etmeliyim,
Artık dinmeli,
Yüreğimi kasıp kavuran,
Bu özgürlük fırtınası!...
Özgürlük mü?...
En başta bir bela!...
Hem öyle bir bela ki,
Beni bir bağlıyor ki kendine,
Gözüm başka bir şey görmez oluyor...
Kalbim,
Sanki sadece onun için atıyor!...
Ve ben,
Sanki sadece onun için varım!...
Ta iliklerimde geziyor,
Esrar gibi...
Beynime gem vuruyor,
Beni kendine ram ediyor
Oysa ben,
Özgürlüğe ram olmamalıyım...
Ram olacağım varlık için,
Özgürlük bir binek olmalı
İplerinin elimde olduğu,
İstediğim gibi kullanabildiğim...
Bana hizmet etmeliydi,
Ben ona değil!...
Dedim ya...
Benim kavgam özgürlükle...
Benim esaretle alıp veremediğim yok!...
Benim hırsım özgürlüğe...
Yok etmeliyim onu bu aksam,
Çürütmeliyim bu düşünceyi,
Artık böyle bir söz olmamalı...
Girmemeli böyle bir sözcük,
Prangalı, kelepçeli lügatime!....
Özgürlük...
Olsa olsa bir ütopya...
Bir avuntu, bir afyon;
İnsan olmak istemeyenlerin,
İnsan üstü görünmek isteyenlerin,
İnsan olmayı kendine yediremeyenlerin,
Bir de,
Zincirlerinden başka
Kaybedecek bir şeyi olmayanların(!),
Ağızlarında gevelediği,
Ama bir türlü tat alamadıkları,
Boğazlarını bile ıslatamayan,
Yalancı bir memeden başka ne ki?!...
Özgürlük,
Kendini var edenin kölesi!
Varsa eğer böyle bir şey!...
Dedim ya dostum...
Bu akşam iddialıyım,
Çürüteceğim özgürlüğü!
Kaldıracağım yeryüzünden!
Kökünü kurutacağım,
Dibine döktüğüm zehirli prangalarla!...
Duysun herkes, duysun!
İddia ediyorum:
Özgürlük denen şey,
Esir olmak istemeyenlerin
Kendileri için ürettiği,
Sonra da beyinlerini esir alan,
Ütopik bir ilahtır!...
Ben özgür olmak istemiyorum!
Zindanda olmayı ise hiç mi hiç!
Ben esirliğimi kabul etmek istiyorum...
Bilerek kabul etmek...
Evet esir olmak istiyorum...
Mesela bir dağın doruğunda,
Bir rüzgarın esişinde,
Bir denizin kucağında,
Bir güneşin sıcağında,
Bir elin dokunuşunda,
Bir sesin sımsıcak fısıltısında,
Bir kuşun ötüşünde,
Bir kışın geri dönüşünde....
Ben esir olmak istiyorum...
Alnımı yere koyuşumda,
Ellerimi büyük bir umutla açışımda,
Düşüncemin sükûta erişinde,
Aklımın haddini bilişinde,
Özgürlüğe meydan okuyuşumda!....
Ben esir olmak istiyorum...
Toprak susuzluktan yandığı vakit,
Kanımın son damlasına kadar,
Kara toprağı sulamak istiyorum...
Ta ki ak laleler boy atsın,
Yarışsın birbirleriyle,
Köklerinde prangalarla,
Özgürlüğe inat!...
Dedim ya dostum...
Ben esareti benimsemişim,
Özgürlük benim neyime!...
Özgürlük mü?...
Onu ben esir aldım!
Kendinize başka bir avuntu arayın!....
23.10.2000
Kayıt Tarihi : 1.3.2019 23:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!