Güneş doğuyor
Bir sevda ile yükseliyor
Kardeşlik kokuyor
Köyler kasabalar şehirler
Umudunu yitirmemiş
Millet güçlü dimdik
Bizde geldik gidiyoruz.
hiç bir durakta duramadan
kokunu bile doyasıya almadan
sebebini bile anlamadan
Oturmuş çaresizce düşünürsün,
Yok olmuş bir geleceğe,
Bakarken aynada sen
Gecenin karanlığında
Çırpınır, savrulur ve yıkılırsın.
Çok duyguluyum bu günlerde
Yüreğim çok hassas
Hayat o kadar mı incitir.
Boğazım düğüm düğüm.
Çok duyguluyum bu günlerde
Bir yokluktan yoğrulmuşuz biz,
Ne ana eli tutar, ne baba izi.
Var olmanın en ağır yükü,
Bir hiç'in kucağında durmak.
Varlık neyin nesi,
Denizin karanlığında
Yıldız lar ışığını yansıtırken serin sulara
Gözlerinde ay ışığı
Saclarinda yıldızlar savrulur
Usul Usul beklerim
Bir rüzgar gibi esişini
Aşkı mesafeler değil, bahaneler bitirir,
Bu söz dostluk için de ne kadar da yeridir.
Şehirler ayrı düşse, yollar ne kadar uzun,
Gerçek dostluk bilir ki, bahane bulunmaz.
Telefon çalmasa da her gün, her an,
Gecenin koynunda, kadehler arkadaş,
Dertler birikir, içimde yavaş yavaş.
Unutmak isterim, o ağır yükleri,
Bir duman bulutu sarsın her yeri.
Her yudumda bir an uzaklaşırım,
Kara bulutlar gökyüzünde,
Sessiz bir çığlık yankılanır,
Toprak titrer adımlar altında,
Dünya savaşa giderken.
Bir zamanlar neşeyle doluydu kalpler,
Yüreğimde bir yangın, dumanı tütmez,
Gözyaşım sel olsa bu acı bitmez.
Onurum kırık dökük, yerden kalkmaz,
Bu hayatta yaşamak artık yetmez.
Her sabah bir çığlık, içimde yankılanır,
Vurulmuşsun bir güzele.
Güzel senin beyninden kalbine
uzanan o ince çizgide
ipek saçları rüzgarda savrulur.
Vurulmuşsun bir güzele.
Gözlerindedir gözleri,
derinliğinde kaybolursun.
Yüreğin çarpar tutlursun.
Vurulmuşsun bir güzele
Ona bakarsın koklarsın ...