Beni bekliyor yârim dünyadan en ötede
Kara toprakları köprü kılmış kendine
Fakat çok geç kavradım onun yerini
Yıllarca aramıştım onu cihân-ı denâette
Sebebi kimsece malûm olmayan bir döngünün içinde
Sürüklenip duruyordu şu ceset, kendini diri sanıyordu
Gün geçerken ufukta,
Sabâhı hesâba katmadım.
Âlem mutlu yaşarken,
Ben gecemde ağladım!
Bu defa gerçekten kâni oldum vâh!
Serâbı su sandım "aşk" diye diye!
İkbâl ellerin en büyük şansı bak!
Bizeyse yalnızlık rabden hediye.
Tekrar ümîdim boşa çıkmaz sandım,
Sevdik sevilmedik, biz ki aşktan yara aldık.
Kadermiş kısmetmiş, nasip denen yâre kaldık...
Geçte olsa anladım ya
Başımı taşa vura vura;
Anam senin kıymetini,
Ben askerde dura dura.
Şafağımı sayar oldum.
Bugün cuma akşamı,
Ben askere gidiyorum.
Gözyaşımı sel ederek,
Ben askere gidiyorum.
Akşam dokuz buçuktu,
Kimseye kötülük etmedim bilerek.
İyiliğimden kaybettim, insanları bilmeyerek…
Anam gözüm yaşlı kaldı.
Dertler bir, gurbet bir, hasret bir oldu.
Sabrımı zorladı askerlik yurdu.
Komutan bir, Malatya bir, zaman bir vurdu.
Kalkıp sabahın köründe,
Bu yıl belki son yalnızlığım
Belki ilk yokluğum olacak sizlere
Olmayan dostlarıma selamlar olsun!
Bu yazdığım son şiir olacak şâyet yaşamazsam
Fark etmez eğer yaşasam da bu yıl son şiirdir...
Gönlüm sokağının çıkmazlarında,
Sürüklenip durdu senden habersiz.
Karanlık akşamın yalnızlığında,
Saymadım kaç gece geçirdim sensiz.
Bitsin içimdeki dinsin bu hasret.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!