Dağların özgür rüzgarı
Esip gelir ansızın
Onlar zaferlerini kutlarken
Yaşamak bir nöbettir
uzaklarda yol gözleyen
Tamirci çıraklarıydı
Yağlı ve kirli
- Gözleri hariç-
Top oynayan çocuklara bakıp,dayak ve küfür yerlerdi
Gündüzleri ustadan
Akşamları babadan
Haftada altı gün
oniki saat
ayakta
Her an bakımlı
her an güleç olmak zorunda
Eski 'sevgili'sini terkederken
Telefon mesajı gönderdi sadece
'Elektrik' aldığında yenisinden - ki daha genç
Postmodern bir ayrılık
'Herşey'i yaşadılar yenisiyle
Büyükçekmece’de dalgakıran içinde
Sürmeneli Ömer Uzun
Dalgalarla horon oynar
Kemençe dinler
Martılara kaval çalar
Son çocuk öldüğünde açlıktan Afrika'da
İnsanlık da gömüldü gözbebeklerine
Şimdi sen artık canımı yakmayan sesinle
Bana bilimsel 'Bir Teselli Ver'i söyle
Belki mutlu ve tok yaşıyoruzdur
Kendime bin kez sorduğum
Soruyu sorma
Geceleri yar dudağından değen
Habersiz bir öpücük gibi
Sözcükleri yazmak için
Uykuları bölen biriyim
Aşkı öldürmüşler sinsice
Çok eski olmayan zamanlar önce
Tamburanın bağrına gömmüşler
Asyada kanat çırpan kelebek
Pasifikte fırtınaya sebep olabilirmiş
Kimbilir kaç aşık adam
Sarayburnu'nda
Of çekmiştir yürekten
Kokmayan çiçekler gönderiyor insanlar sevdiklerine
Korna kakafonisi dinleyip
Karakış ikindisi yüzleriyle evlerine dönünce
Belki de bitkiler eskisi gibi kokmuyor diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!