1953 Kasımında İstanbulda doğmuşum.1972 de hemşire 1983 de iktisatçı 1993 de emekli oldum.Hiç adam olamadım,çok aşık oldum.Otoriteyi,gelenekleri,maddeyi sevmeyi,kan bağıyla sınırlı sevgiyi,evlilik kurumunu sevemedim.Okumayı,yazmayı,sabahlamayı,düşünmeyi,dostluğu,hayvanları sevdim.En büyük korkum bir iz bırakamadan göçmek.
Sessiz akan bir gecede
Bir küçücük balıktım
Kaybolmuştum
Yorulmuştum
Unutulmuş zamanlara
Bir eski İstanbul’a
Su testisiyim
Kırılmaya gidiyorum
Ne gelirse başıma
Başım gözüm üstüne
Bir çanak bal gibi
Ve herşeyi anlar gibi
Birşeylerden kaçar gibi
Gözlerin...
Gözlerin çözülüverecek.
Yanıbaşımda ellerin
Sana son günlerde güven duymaya başladım.
İşte bu kötü!
Bu tehlikeli!
Öyle insan insana değil, sevgiliye duyulanı.
Yani o, ürkütüyor artık beni.
Peşinden kıskanmalar, sahiplenmeler,
Kadın odanın ortasında diz çökmüş.
Gözleri dehşetle açık, sırılsıklam kan çanağı.
Kapkara bakıyor...
Adam odanın ortasında diz çökmüş.
Kadının tam karşısında.
Gözleri alev topu, öfkeli.
(Birinci Celse-2003)
Sen beni bırakmıştın.
Ben evi terkediyordum.
Saatlerce soğanları, patatesleri,
Baharatları, yağları, sirkeleri,
Ömer adaletiyle ikiye böldüm.
Bütün pişmanlıklarımı yaksam
Bütün utanmalarımı soyunsam
Bir bir takıp kanatlarımı
Kapını çalsam hayat
Beni koynuna alırmısın?
Yapacak ne çok şey var bu dünyada
Hem de müthiş bir zevkle
Hem de telaş içinde
Mesela bir avuç topraktan fışkıran hayatlara bakıp da
Özenmemek mümkün mü?
Yumuşacık bir kayısıyı ağzında çiğnerken
Başımı kaldırdım hafifçe
Kollarım çözüldü önce
Ardından ayaklarım
Yavaşça yerimden kalktım
Tutulmuştu bütün eklemlerim
Bir ara uğra da demeliyim
Bendeki eşyalarını vereyim
Gelirken benimkileri de getir
Diye de eklemeliyim
İçini açmayan dilsiz donuk yüzünü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!