Ürkek kuşlar gibi dolaşıp durma,
Sevgin yüreğimde, al da öyle git.
Sudan sebeplerle kendini yorma,
Sevgin yüreğimde al da öyle git.
Zorla seveceksin diyemem ama,
Seviyorsan beni, sensiz bırakma.
Getirme hüzünü gönül dünyama,
Seviyorsan beni, sensiz bırakma.
Üç günlük ömrümüz var hep dalaş halindeyiz,
Barış, savaştan kolay sevmek, nefretten güzel.
Hem büyük hırs peşinde hem telaş halindeyiz,
Sevmek, nefretten kolay barış, savaştan güzel.
Güvendiği elde dümen,
Şeytanlar tatile çıktı.
Yandaşları tümen tümen,
Şeytanlar tatile çıktı…
Çalacak kapım yok, kaldım arafta,
Sılam, gurbet olmuş gurbetim, sıla.
Candan hiç dostum yok iki tarafta,
Sılam, gurbet olmuş gurbetim, sıla.
Doyurmadı birgün doğduğum yerler,
Varlığım parmağına,
‘Yüzük’ olmadı ama,
Dilerim 'küpe' olsun,
Yokluğum kulağına.
Hep deve dikeni has bahçelerde,
Duman duman çiçek dökümde şimdi,
Kırmızı karanfil, kanlı ellerde,
Sözde bahçıvanlar, sökümde şimdi.
Yaşam boyu dinlediğim, gördüğüm,
Çok güzellik yapay, çok söz riyaymış.
Usanmadan, emek emek ördüğüm,
Sırça köşkler ham hayalmiş, rüyaymış.
Hasetlikten; sarardığım, solduğum,
Hakkı tutan, hakkı yazan yerine,
Küfrün hokkasına batmış, bulanmış,
Fitne, fesat, ayrılık ve ölüme,
Sürükleyen kalemlere inanmış.
En tatlı baldan tatlı; sevgi, saygımız vardı,
Kimseleri görmedik birbirimizden başka.
Ne dünden utancımız, ne gün kaygımız sardı,
Son aşkı biz yaşadık: Değer vererek aşka.
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.