I.
ağaçlara gerekçeli iğreti konar kuşlar
ellerim ceplerimde kırk yamalı bohça
anlatamazsın
bahara isyandır içimdeki kara trenlerin suskunluğu
yürekler telgraf tellerine özlemli kuşlarca kanadı kırık öykü çoğulluğu
istanbul desem
anlamazsın
demli acı çay kekreliğinde gelir üstüme insancıklar
gemiler nereye gider böyle
ötekiadam için hayatın sorusu sorgusu
bense pupa yelken ahmak ıslatanların güneşli gülümseyişleri
ötekiadam
dinmez savaşı doğal faşizmle
ağzını açtığın an yanmaktır o kanaatkarca
buram buram elmaslar keser içini
iç gıcıklar kentsel sohbetlerin buharlaşması
açılırcasına kapanır kapılar
gündüzüm gecem eşim düşüm anahtar deliklerindeki ayrıntı
şimdi alsam kırlangıçları toka yapsam gök saçlarına
ben hep üçüncü kişisi evrenin
ayakta kalmak düşünmektir istanbul'u
yedi iklim yedi tepe
aramak öznel bakışlarını
tüm evren
olsa olsa taşrasıdır ancak yalnızlığımızın
ötekiadam
çoğullaşmak kendince
kendine
kendi kendine
kendiliğinden kendiliğinde
yakışlı
o bozkır öğlesinin
çekişli o tozlu yolu
sevmek belkide
incecik tüten cigara dumanıdır
gri hüzünlü bacalara eşlik eden kavak ağaçlarının saadeti
ötekiadam
iç sıtması istanbulsuzluğumun yani susuzluğumun
içsem diyorum olmayışını
hiç olamayacağını
gittiğin yere kadar gitmişliğini
ucu nereye değerse değmişliğini
bu kalp atışlarım belki de
takılmazdı ağlarına bu ölümlü komedyanın
yıkansam bakmalarımın ve bakmalarının dağlı taşlı suyuyla
avuçlarında ve avuçlarımda
sakladığın ve sakladığım benim olur mu ki
ötekiadam
tek kişisel mülkiyeti yalnızlık
evi yüreği sırtında haylaz serseri
alın çizgilerinde suçlu serçelerin telaşı
alın desem beni döl yatağınıza
ekinler göğerir mi ayaklanışınızda yeni güne
ötekiadam
sınıflar mücadelesi
kaçınılmaz sonu burjuvazinin
o müthiş korkunç yaklaşımların çatışık toplamı:sen
sevişlerimizin şelalesinde
kuraklığa mahkum söylemlerin tarihsel ve evrensel ihaneti
hal hatır sorma ikliminin yedik bitirdik meyvelerini
suskuların çekilişsiz armağanı sonsuz ve köşesiz aptallığımız
biçimsizliğimizde dokunduğuna uzaklaşmanın adetten uykusu
ötekiadam
hayatın fay kırıklarında gerçek ayrılık
gerçek ayrılık aşkın diyalektiği
her ayrılık gerçek bir gerçekliğidir
sabah üşümelerimizin kisvesiz
ayrılmak bir yerde ve yerden
uzaklaşan kımıltısız orman
ötekiadam mantıksız
mantık çocuk oyunudur dışımızdaki felsefi ihanetin ardındaki tek gerçek
II.
şimdi balon ister bir çocuk annesinden
bir kadın utanır yalnızlığından
bir işçi düşünür akşam yemeğini
trenlere azık hazırlar köylüler
yolcu otobüslerinde zavallı bir ulaşamamak korkusu
şimdi istanbul'un köprüleri kadar şefkatli
kol kanat germek aynılaşmaya
ganimetim söz cambazlığı
elimden tek ve tüm gelen bu
şişman bir adamın şiirselliği
Kayıt Tarihi : 25.8.2006 17:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/25/otekiadamin-diyalektigi.jpg)
mantık çocuk oyunudur dışımızdaki felsefi ihanetin ardındaki tek gerçek
II.
şimdi balon ister bir çocuk annesinden
bir kadın utanır yalnızlığından
bir işçi düşünür akşam yemeğini
trenlere azık hazırlar köylüler
yolcu otobüslerinde zavallı bir ulaşamamak korkusu
şimdi istanbul'un köprüleri kadar şefkatli
kol kanat germek aynılaşmaya
ganimetim söz cambazlığı
elimden tek ve tüm gelen bu
şişman bir adamın şiirselliği.....muhteşem kutluyorum saygılarımla
TÜM YORUMLAR (1)