Osman Keziban Şiirleri - Şair Osman Keziban

Osman Keziban

Dandili dandili danası
Yeğenimin çöçedir anası
Delikanlı, yakışıklı babası
Ceylan gibi boylu, poslu halası

Nur yüzlü, ak saçlı Hacı dedesi

Devamını Oku
Osman Keziban

Keyveni’nin, kepçe sallamasında
Çocuğun, sokakta ağlamasında
Aşığın, saz çalıp söylemesinde
Anamı görürüm, dua ederken

Gökteki yıldızın, parlamasında

Devamını Oku
Osman Keziban

Hayatını adamış, çoluna çocuğuna Çalışıp hizmet etmiş, vatanına yurduna Durup dinlenmemiş, düşmüş geçim derdine Halinden memnundur, bizim emekli Maaşına zam bekleyip, avunur Laf söyletmez, partisiyle övünür Bilir bilmez, hükümeti savunur Aklına mukayyettir, bizim emekli Yapılan zamla, üç somun alamaz Ay sonunda, taksitini veremez Ölmek istese de, borçsuz ölemez Gene de mudara etmez, bizim emekli Giysisini hayırsever, birisi almış Maaş kuyruğunda, uyuyup kalmış Güz çiçeği gibi, sararıp solmuş Devletine dua eder bizim emekli Gözleri görmez olmuş, beli bükülmüş Yoksulluktan diş kalmayıp, dökülmüş Ceketi eskimiş, kolu sökülmüş Allah’ına şükreder, bizim emekli OSMAN KEZİBAN 09.10.1991 /MERSİN

Devamını Oku
Osman Keziban

Ormanda odunu, ocakta sacı Üç çocuğu erkek, beşi de bacı Gurbetin kahrı, zehirden acı Bu hayali nasıl kurdun, sen baba Evlatların okuyup, tümü dağıldı Çevrede her birinin adı anıldı Buna da, alnın yazısı denildi Geleceği nasıl gördün, sen baba Lafını sözünü, bilen biriydin Ömrünce çalıştın, yoruldum demedin Önderdin dürüsttün, haram yemedin Babaların babasıydın, sen baba Değeri ölçülmez yaptıklarının Biçtin ürününü, ektiklerinin Gördün mutluluğunu sevdiklerinin Tüm çevrene örneğiydin, sen baba Gözlerin gülerdi, seksen yaşında Methiyen yazılı mezar taşında Torunların çalışıyor, masa başında Asırlara damganı vurdun, sen baba OSMAN KEZİBAN 27.10.1996 MERSİN Bu şiiri babası; babaların babası ALİ KEZİBAN’A İthafen yazmıştır.

Devamını Oku
Osman Keziban

İyi dinle kulağını ver bana Tutman için bir öğüdüm var sana Kanmayasın mezhebine, soyuna Önce Ablayı, sen sor Dedim Ya! Bu muhabbeti her zaman açma Ablası olanın diline düşme Edeb’li, haya’lı deyip de şaşma Yüceni, enginine çeker Dedim Ya! Ablası kazar, küçük bir mezar Yuvana yılanlar akrepler saçar Azrail kapında fermanın yazar Alaca baharını, güz eder Dedim Ya! Eğilmez sanırsın, eğilir başın Yanağından süzülür, akar gözyaşın Ovandan, düzünden eksilmez kışın Hecende kafiyeni, bozar Dedim Ya! Söylenenleri batıldır sanma Yüzüne, gözüne kaşına kanma Tatlı dile, güler yüze aldanma Geceni gündüzüne, katar Dedim Ya! Koşullusun güzergahın pek dardır Zamanla başından eksilmez dır dır Bu sözlerde asırlık tecrübe vardır Buz kaseye, çorba koyar Dedim Ya! Güneş olup, longozlara doğsa da Sürüleri, meleşerek dağa ağsa da Ablası huri melek olsa da O kız bize gelin olmaz Dedim Ya! 15.09.2009 OSMAN KEZİBAN Not: Bu şiiri canımdan çok sevdiğim torunuma ithaf ediyorum.

Devamını Oku
Osman Keziban

PİYNAR DAĞI sınırında bulunur
Tepesinden TOZLU YURDU görmeli insan
SÖĞÜTCÜK de ırgat ekin biçerken
Ellik seslerini duymalı insan
SİNEK TEPESİ çıplaktır önünden geçilir
... Göller arasında sürü seçilir

Devamını Oku
Osman Keziban

Görümceeeee….., Görümce!
Dağ ardında kalasıca,
Ayda, yılda bir görünesice,
Huzuru elde göresice görümce.

Evinde yan gelip yatmayasıca,

Devamını Oku
Osman Keziban

Bir yaşına geldin, gördün dişini
Yedi yaşına gelince, dik tut başını
Varıp gördüğünde, on beş yaşını
Okuma sevdalısı, olasın kızım

On sekizde yaşın, rüştüne erecek

Devamını Oku
Osman Keziban



Şu dağların sarışını
Arasan da bulmazsın eşini
Tatlandırır, tencerede aşını
Bilinmez kıymetin cız erik.

Devamını Oku
Osman Keziban

BİLESİN

Mara’nın, Gövde’nin karı eridi
Göksu’ya derelerin suyu yürüdü
Avşar ovasını duman bürüdü
Silifke’ye bahar geldi bilesin

Devamını Oku