Lütfederek Mevla sermiş rahmeti
Emrine amade nice nimeti
Hani lütfedene şükür dileği
Bunca bahş içinde ibadetsizsin
Nefsin padişahlar tahtında meskûn
Biliyorum bir zamanlar
Şimdi bana uzaksınız
Yeşerse de bu anılar
Sizler sarı yapraksınız
Biliyorum bir zamanlar
Gâvurdağları nın eser yelleri
Şöyle rüzgârında durasım geldi
Yine andı gönlüm şimdi o yeri
Şöyle bir hasreti yazasım geldi:
Keferdiz in yolu asfalt akarken,
Gündüzü gecesi geçen günlerim;
Ne de aşikârdır yok gizli saklı,
Gündüzü gecesi geçen günlerim
Günden değil benden geçen günlerim,
Hep hüzün,hep hazan geçen günlerim
Nasipte var ise gelir yemenden
Yok, ise nasipte düşer dehenden
Böyledir hep bunlar dünden ezelden
Değişmez kaderin anar yoksullar
Daha doğar doğmaz gözleri fersiz
Şu dünya denilen mekân içinde;
Çeşit çeşit insan gelip geçmiştir.
Kimi izbeler de, ipek gömlekle
Kimi saraylar da çıplak gezmiştir.
Şu kader denilen mefhum içinde
Birliğine baktım da şu dünyanın
Düzü ayrı, göğü ayrı, hep ayrı
Parsel parsel, bölük pörçük her yanın
Ucu ayrı, sonu ayrı, hep ayrı
İnsanoğlu nasıl kopmuş kendinden
Bak ibret-i âlem arz-ı dünyaya
Gör şu kul başları canıyla yaşar
Zahiri budur ya dal bir esrara
Her biri bir garip hâl ile yaşar
Üç beş puldan medet, umarda sefil
Bir çift gözüm var çok şükür görmeye,
Bakıp bakıp hâlden hâller dermeye,
Yaklaşırken yaşım otuz demeye,
Bir de siz dinleyin, ben neler gördüm,
İlmin başı imiş edebin harfi;
Gün karardı birdenbire
Takvimler mi şaştı ne ki?
Güneş yeni bir sehere
Hazırlanır bir gün belki
Gül bahçeler talan olmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!