Var mı ki senden başka
Omzuna yaslayıp başımı,
Sadece gözlerine bakarak;
Sadece kokunu içime çekerek ağlayabileceğim? ..
Ah anne!
Nasıl da öğrettin gözlerinle,
Kapılar kapalı, pencereler örtük.
Üstüme dört duvar yıkılmış.
Vefasız diyorlar senin yavruna.
Ah baba! .. Kimse bilmiyor derdimi…
Hangi kapıyı açsam, kapatıyorlar.
Hangi yaramı sarsam kanatıyorlar.
'Yâr' diyemedim,
Melekler kıskanır diye.
Sen, benden önce
Onların yârisin...
Bir gün beni görüp de tanımayacak kadar unutursan,
O zaman canım çok acır.
Ama sen yine de bana dokunma sakın!
Çünkü acım terk edilmişlikten de ağırdır…
Aşığım!
Evet, aşığım bir hayale…
Benim hayalim sensin.
Ancak sen,
Kanlı canlı bir gerçeksin.
Hayalim bu kadar gerçekse,
Şimdi yoksun yanımda.
İstediğim gibi hayal edebilirim seni.
Rüyalarımda sevgilin olurum istersem,
İstersem günlerce kavuşamadığın hayalin…
Saçma sapan konuşurum istersem.
Seni senden daha çok severim belki.
Neden yaşar insan?
Herkes bilmiyor mu?
Bu hayatın bir gün sona ereceğini?
O halde neden? ..
İşte en büyük soru bu.
Kimse çözemez suskunluğunu.
Hemze’dir aslım, kemikten iliğime.
Bakma sen Elif gibi göründüğüme…
Yalnızlıktır müsebbib sâkin’liğime.
Ebced’im tek sana tekabül etse de,
Hemze’dir aslım, kemikten iliğime.
İçindeki kalıp ne olursa olsun,
Her zaman efendidir bir süveter.
Diyordu efendi görünüşlü süveterli adam.
Pastayı sadece ekmek bulamadığımızda mı yiyeceğiz?
Diye sordu sonra guruldayan karnını sıvazlayarak.
Tanıdıktı bu guruldama.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!