Dilendikçe seni derim
Derdin sevda demi pirim
Dünya dolsada şirin
Senden geçer miyim gülüm
Mecnun geçmiş mi bu yoldan
Akşamları geç giderdik eve
Bağ yollarında atakkabı eskitmek niyetimiz
Karanlığa dalmışken gözlerimiz
Yoğrulmuş özlerimizle
Karanlığa bıraktığımız izlerimizle
Konuştuğumuz vatan mevzuumuzla
Giderken dertlerimi aldın benden
her biri diğerinden mert
Benle hiç haşrolmadın tamam mı?
Elimi hiç tutmadın,
Öpmedin dudaklarımı.
Hiç tanımadın,
Hem Apo piçine hem vatan sayana
Fazlası israf iki kelam duyana.
Taa bin seneden bu yana
İslam ile töre töre geldik biz
Çiğnemedik öptük ilmin cüpbesini
İlaçtır benim davam cihanın solmuş gülüne
Sarılmak zamanıdır ülkü gelinin beline
Zaman geldi bu sevdanın Alev gölüne
Hiç korkmadan gireceğiz gireceğiz değil mi
Gülemez olsakta çaresiz kalıp ağlamaktan
Seni kıracaktım.
Bulsaydım vuracaktım.
Adın sadık değildi.
Yine çırpınışlara çöktün.
Mağrur ama diktin.
Korkuları alır denizlerden,
Düzen tutmadı hiç o, hep arap saçıydı
Çevresi belki maço, Yanan ta’ içiydi
Sormadılar derdini, oda anlatmadı
Dert doluydu her günü sevinci tatmadı
Göz yaşı ormanları
Bir vurgun keserdi onları
Ben uzanırdım uzaklara
Üç kuruşluk tuzaklara
Elini koyardı omzuma
Bir pişmanlık düşerdi benzime
Sapık bir lisan-ı Aşk
Can ciğerlermiydi
Sadece görüntüde bir natürmort
En az insanlar kadar
Bir o kadar daha gelsin
Ey gönül denilen coşkun çağlayan
Durgun sular gibi akmakmı istersin
Yerini kaybedip kara bağlayan
Benide boşluğa salmakmı istersin
Ateşim yok idi yandım kül oldum
Ahu feryad ile aşık kul oldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!