Yine Konuşturdunuz
Peki nereye savuştunuz
Kahvede kömür kokusuna
Radyoda sevda türküsüne
Sorun birde beni...
Dinlerken bakkal kuşlarının
Farklı bir ziyanı oldu
Gözlerinin gülücük
Fuhşun sikkesini çaktı
Zehir oldu, o
Binbir zaman perdesi
Serilip nehrin altına
Biz bütündük
Ayrılıktı bizi öldüren
Kimi zaman şekersiz bir çay
Kimi zaman tütündük
Nefes nefes ciğerlere varan
Ne oldu sana böyle
Bir frizbi peşinde koşan
İtlere yoldaşmı oldun
Ayları avutup nennilerle
Gizemli sırlaramı anlattın beni
Geldi gayrı kutlu çağrı
Taşa taşa geliyoruz
Dinsin artık bunca ağrı
Aşa aşa geliyoruz
Tüm bunca engelli yoldan
Gidiyordun
Gözü yaşlı bir ben vardım
Evet bu ayrılık
Ve sendin derdim
Alğıyor ve utanmıyorum
Namuslu namussuzluğun
Verdiği zevkin hazzını
Demirlerdik rıhtımlara
Yanlızlık rıhtımlarına demirlemek yerine
Yanlızlık rıhtımlarını salıverip denize
Sekiz günlük ömrün
Bir kısrak seyrederdim
Bulutlarla koşardı peşimde
Gitmez uzaklara gökyüzü eyler
Kaç çiçek yeşermiş yaşında
Akan göz yaşına hüküm ver
Her tarafta kahır pusu
Yatağımda kahır yatar
Yine kurşun ayan beyan
Her tarafta yine kan var
Yalın ayak düştü başım
Ben başımı sormaktayım
Utanmayı bilmeyen suratın
Karanlık bir gece giyecek
Elbise yerine…
Arkamda bıraktığım zayıf çizgin
Anlını gezip
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!