Bu mektubu aldığında
Hırgür olacak,
Teslimiyetteki burukluk
Fotoğrafsız kimlik kartı olacaksın
Ayrılacağız! Seninle
Birgün mutlak geleceğim yar diye
Şu ozanın şu ozanın söz verdiği gün bugün
Hasretlerinle gurbet elde öl diye
Çala çarpa savurduğu gün bugün
Doğuracak keçilerde yok derman
Otuz yedigün kaldı köyüme gitmeye
Gidipte eşimi dostlarımı görmem mi
Ramak kalmış sılahi rahim etmeye
Hasretin belini kırmam mı?
Gitmez miyim? Giderim can elbet giderim
Öldüğüm gün hiç üzülme
Yas tutmadan gel kabrime
Yırtık olsun bir resmini
Küste olsak koy albüme
Hiç üzülme ne olursun
Gece çıktım, baktım aya
Ağladım yar diye diye
Bir damla akmadı diye
Yaşlar ile kavga ettim
Seni sordum bey babama
bir gün konuk et beni mağranda
içinde bulunduğun fıçıdan
banada doldur bir fıkka bira
karşılıklı içelim
bir iki üç...
önce ben bulayım kendimi
Atsız gibi bir cihan istiyorum
Gerçeğe varmak...
Ölmüş olsamda, mefkuremle
Dimdik ayakta durmak
Doluyum dertlerden belki
Sevgili dostlarım kardeşlerim
Hiç düşündünüz mü, neydi gözyaşlarım
Hep anlattınız hiç dinlemediniz
Bende anlamadım sizleri neydi derdiniz
Hiç konuşdurmadınız anlattırmadınız ki
Bir ağıt söylerdim daha önce
Bilmediğim, görmediğim güzelliğine.
Ecelin nabzını tutarken fışkıran kanda,
Örnek olsun, bu mefkure.
İncecik bir bulutta,
Adım adım yaklaşırken mechule
Sessiz ilkel bir ışığı
Perdeleyen perçemlerimin arasından
Yaklaşırdım yaşadığım sessizliğe.
Senide hatırlardım
Saç tellerinden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!