Bir gece vakti gökyüzünden aşırdığım
Ve yıllardır sağ cebimde taşıdığım
Mavi/beyaz bulutumu düşürdüm
orHan
Dalına dargın bu yaprak
Hazanı beklemeden toprağıyla buluşacak..
Bırak kış rüzgarlarını dalda kalan düşünsün
Ben ruhumu kardelenlere verdim
Her sarı ciçeğimde karanlıklar üşüsün
Boğazında bir yangın,yüreğinin yüksek ateşi
Kahpe lodos sırtından vurmuş
Hasta şimdi İstanbul.........
orHan
Gece karayken
Ve ay yine sana benzerken
Islanmış ateşin çabalayan alevleri gibi
Hasretin dudağımı yakarken
Son yağmur damlası bulutunda asılı
Toprağa düşmemişken
Bugün yine durdum istanbul'un kıyısında
Boğazda bir dalga
Seni vurdu yüzüme
Senin gibi ısıtmadı
Üşüdüm
Ama sen saklıydın tadında
Ne kadar yabancı o bildik yerler
Bizim ev bizim sokak bizim deniz
Uzak, güvensiz
Sensiz
Ne kadar soğumuş o sıcak duvarlar
Yoksa ve yokluğu var olan herşeyi anlamsız kılıyorsa
Hayat su gibi akıp giderken önünden
Sen hayatın kıyısında onu bekliyorsan
Her şeyi yanlışsa
Yinede tek doğrun oysa
Herkes ve herşey üstüne üstüne geliyorsa
Şimdi nergiz zamanı toprağa saklanmış soğanlardan birer birer çıkarıp başını yüzlerini güneşe dönen nergizlerin zamanı..
Eskiden yeniye giden bir yol gibidir aralık ayı, içini sızlatır insanın geride bıraktıkları ama umutlarla gelir yeni, cezbeder karşı koyamazsın alır ve götürür seni.
İşte böyle bir ayda açar nergiz çiçekleri, kayaların arasından yeşil yeşil yükselir gövdesi sonra açıverir güneşe benzeyen ve beyaz taç yapraklarıyla süslü çiçeklerini.
Kalabalık düşüncelerimi gezdirdim
Tenha sokaklarda
Gökyüzüne bakarak geçtim
Parke taşlı sokağı
Tenime saplanırken
Gecenin cam kırıkları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!