Bir sen eksiktin sarıyıldız hoşgeldin
Geç bakalım karşıma benimle içer misin
Ağlar mısın içince burnuna çeker misin
Gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
Ama neden titriyorsun öyle sarıyıldız
Bak ben su taşıyorum ince elekle
işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Devamını Oku
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Bu şiirleri tekrar tekrar veriyor
ve insanda iştah bırakmıyorlar.
............................................
Söğüdün Sevdası
Dere kenarında, bir söğüt vardı,
Dal budak salmıştı, ufka bakardı.
Yalnızdı, sıkılırdı, zaman zaman,
Baktı bir gün, uyanınca, uykudan,
Dikmişlerdi, yanına hoş, bir kavak,
Şöyle bakıştılar, dal sallayarak.
Hanım Kavak pek de, güzeldi hani,
Olgun bir yiğitti, Söğüt Bey yani.
Yıldırım çarptı, sanki ikisini,
Delice sevdiler, birbirini.
Yandı yürekleri, yazın sıcakta,
Isındılar, sarılarak, Ocak’ta.
Hüzünlenip, sarardılar, sonbahar,
Her baharda hep, âşıktılar onlar.
Kıskandılar, onların bu, aşkını,
Komşu olan kuş, böcek şaşkını
Bir gün birileri, geldi yanına,
Girdiler körpenin, masum kanına.
Dediler gel, gelin, edelim seni,
Kentte Apartman Bey, bekler gelmeni.
Gidemem, dediyse de selvi kavak,
Bakınıp etrafına, yalvararak.
Dediler yapma, sen kavak, o söğüt
“Davul dengine” almadın mı öğüt
Karıştı kafası, kısa zamanda,
Boyun eğdi, testereye, bir anda.
Uzattı öne, iki ayağını,
Çıkardılar, telini, duvağını.
Diyemedi, sevdiğine, elveda,
Bir anda kendini, buldu kamyonda.
Uzaklaşıyordu, kamyonla kavak,
Söğüt şaşkın, ağlıyor, hıçkırarak.
…
Kavak o şehirde, biraz süslendi,
Cami yanı, bir çatıya, yaslandı.
Çok seneler geçti, ses yok söğütten,
Delicesine, sevdiği, yiğitten.
…
Beyhude bekledi, söğüt yıllarca,
Dönmedi yurduna, sevdiği gonca.
Nice sonra, yaşlı söğüt, kesilmiş,
Tabut olarak camiye asılmış,
Cemaatin omuzlarında çıkarken,
Çatıdan, selvi kavak gördü birden.
Feryatla seslendi, eski aşkına,
Sesi ulaşmadı, döndü şaşkına.
Ağlar, gözyaşı yok, kurumuş beden,
Su istedi komşusu kiremitten.
Suyu sürdü, kuruyan, gözlerine,
Cemaatin gözyaşı, iner dizlerine
Söğüt, habersiz, sessiz uzaklaşır,
Kavakla cemaat, durmaz ağlaşır.
Çağlayan bir seldi, gözlerde yaşlar,
Ebedi sürecek, ayrılık başlar.
…
Ben bu söğüttüm, sen, o selvi kavak,
Koynumda karım, kalbim çırılçıplak.
Ağla ey gözlerim, aşkıma ağla,
Kesişmez bir daha, ömrüm o çağla.
Hüseyin Celep – (Ankara–2006)
Gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
Keşke kötü ellerde alet olup kullanılmasa.
Ne o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
Final her şeyi anlatmış.
Saygı ile.
Oranlama
Bir sen eksiktin sarıyıldız hoşgeldin
Geç bakalım karşıma benimle içer misin
Ağlar mısın içince burnuna çeker misin
Gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
Ama neden titriyorsun öyle sarıyıldız
Bak ben su taşıyorum ince elekle
İğne deliğinden dünyayı geçiriyorum
Bak ben aklıma uyup sarıyıldız
Durmadan aklımı saşırıyorum
Sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki
Hadi bana çelik mavisi bir gece getir
Hadi dostlukları tek tek koparıp getir
Alnımdan öp beni e mi, yitik sıcaklığımı getir
Gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
Ne o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Eh işte.Saygılar....
Leyla Mansur.
ukakalık dahi bağrında bir tecrube bir bilgi taşır...kendisine saygısı olmayanın bir başkasına saygısı olabilirmi.ki insan yaşına göre yaşar ama görüyorum ki şiirsever(!)lerimizden kimileri bundan nasibini alamamış;yani bravo. evet ustalarımızdan Hasan Hüseyin i övmek dendiği gibi ne haddimize...ACIYI BAL EYLEDİK diyorum usta!
Degil aradan 1 yil 1000 yilda gecse senin siirlerin bayatlamaz Hasan Hüseyin,degil aradan 1 yil 1000 yilda gecse senin siirlerin her zaman zevkle okunur Hasan Hüseyin......Yoruma gelince, birak seni elestirmemizi övmek ne haddimize.....
Rahat uyu Hasan Hüseyin
Olacak şey değil! Geçen sene 14.kasım'da yani Ramazan Bayramının (sanırım) ilk gününde bu şiir yine yayınlanmıştı da 'günün şiiri' adı altında ben de aşağıdaki yorumu yapıp az da ukalâlık yapmıştım...Batuhan'dan güç alarak...Şu işe bakın binlerce şiir varken ve de kenarda dururken 1 yıl sonra bu şiir yine günün şiiri olarak karşımızda...eeee artık bir ukalâlık daha yapmak farz oldu...Ya! siz tombala mı çekiyorsunuz da çıkyor bu şiirler...(ki tombaladan bile bir sayı bir defa çıkar) yoksa kör tuttuğunu beller gibi 365 şiir ayırdınız da dönerek onları mı koyuyorsunuz....Bakın ki bu günün şiirine yani bu şiire saat 02.45 ama halen tek yorum yok...görüş yok...neden olsun ki tam bir yıllık bayatlamış bir günün şiiri...aman! pardon...yılın şiiri...pes vallahi....biraz gayret - ciddiyet...biraz ciddiyet - gayret..
Ben şiirin adını değiştirin hiç değilse diyorum...Ve de ben teklif ediyorum..'Temcit Pilavı' olsun adı..Atakan
Şiir, bir şiir olarak güzel de Batuhan BATU da haklı yani . . 10 Kasım için şiir seçememişsiniz...Bugün için de. Yani yine bir ukalâlık yapıp Atakan KARTALTEPE'nin BAYRAM MI? şiiri vardı diyeceğim de. . . Atakan KARTALTEPE
Bayram günü münasebetiyle günün şiiri olacak o kadar şiir wardı ki ama ne yazık ki yok, teşekkürler
Cok tesekkürler.. Koskoca yürekli saire..
www.antoloji.com/ilhan_palali
Güzel bir şiir..Günün şairini tebrik ediyorum......
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta