incir ağacına vururken, ay ışığını...
gri panjurundan gözükürdün.sen varlığımdan habersiz,ben bilmem kaçıncı kez dallarına sarılırılırdım gençliğimin..akşam indiğinde tütsü gibi şehrimin üstüne,,,
yıldızdızların gösterdiği yollardan gelirdim sokağına.dikilirdim bir anıt gibi cesurca mutfağa gelişini beklerdim.düşlerim tutsağı değildi gözlerinin dikilirdim amansız dikilirdim kaskatı zaman akardı senden yana ben zamana kızardım...mutlak bir inancım vardı oysa, gelecek güzel günlere dair.belki yoktun belki habersizdin belki ben sensizdim belki mutfağa girip tuzluğu alman bişey ifade etmiyordu sana sen akşam yemeğine otururken bişeyleri unutman için ben dua ediyordum, incir ağacının dalları şahitti.sonra ortalıktan kaybolurdun öyle uzun sürmezdi ben sabırla beklerdim bi odanın pencerisinde gözükme ihtimalini herşeyden çok severdim...günler böyle gelip geçerdi ben zamana kızardım sen bilmezdin..sonra akşam çaylarınız vardı balkonunuzda. incir ağacı balkona yakındı, sen farketmezdin. çayları doldururken de güzeldin,şekeri atıp karıştırırkende.esmer bir hayaldin.evimde olabilmeni düşündükçe içim sevinçle dolardı bu arada cigaram sönerdi ayışığı şahitti...belki yılları törpüledim senin akşamcındım sen bilmezdin zaman akardı ben kendime kızardım...yazları koymazdı,kışlar çetin geçerdi incir ağacı yapraklarını dökerdi ben yalnız kalırdım bir dulda vardı orda dururdum mesafe yakındı sen balkona çıkmazdın mutfakta görünürdün içim seninle dolardı bilmezdin ben akşamlarını tüketirdim ağlardım sen duymazdın.sabahı iple çekerdim vuslatlar sanadeğer diye okulun merdivinlerinde dururdum adını bağırmak isterdim kendim bile duymazdım korkardım seni kaybemekten susardım, okul zilinin paydosta çalmasını beklerdim..ardına düşerdim gölgen gibi geçerdim sokaklarından şehrimin...kaldırım taşlarını sayardım caddeye varmak istemezdim bilmediğim bi dolmuşa el kaldırırdın ben üzülürdüm dönüp arkana bakmazdın, sonraki dolmuşa el ederim durmazdı kızardım... aynı dolmuşa hiç binmedik seninle aynı durakta hiç inemedin benimle.habersizdin sahipsizdim ne kadarda mütebessimdin....sonra yine akşam olurdu ben kenimi alıkoymak istesemde soluğu sokağında alırdım sanki nefes alırdım.sen ekmek almaya çıkardın ben cigaramı bahane eder dükkandan süzülürdüm sen garipçe yüzüme bakardın ben iyi akşamlar esmer kız derdim sen susardın....ben manidar bakardım ardın sıra.günleri,sana dair biriktirdiğim kurutulmuş kan kırmızısı güllerinde tüketirdim...bir anı seninle yaşayabilmeyi düşlerdim sen bilmezdin.yılları böyle tükettim ümit ve korkunun gölgesinde bölüşürdüm kalbimi seninle, sen olmadan.ve bir yağmur akşamında yoktun ki yanı başımda dokunup geçmiştin oysa yağmurla bir yağmur akşamında yalnızlığıma dönerken sende bıraktığım bir yüreğim var hala biliyorum dokunacak gözlerine...incir ağacı orada hala ben bakar dururum arada sırada... senden kalan ayışığı gökyüzümde,ışğını yontarım seni brakır avuçlarıma.caddelerde dolmuşlar esmer bir hayali taşır farkında olmadan.sonraki dolmuşlar el ederim durmaz hala.mahalle bakkalınız hala yerli yerinde ve ben hala cigaramı bahane eder uğrarım arada..hangi yaz ağaçlar çiçeklenmeye yüz tutsa bir umut belirir bende yaprakları saklar hala...sonra mevsimler döner kışa. kar yağar, kar yağmış saçlarıma.bitip tükenmez ümitle o duldada beklerim,zulamda bir sır gibi sakladığım cigaram avuçlarımda.adın dolanır dilime.gri panjurun hiç açılmamıştır hala.
Kayıt Tarihi : 10.4.2010 13:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ensar Tatar](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/04/10/orada-bir-adam.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!