Kadının üstünde transparan bir ten
Birden bire doğup sonsuza gider
Işıldar kalbinin meme uçları
Alnındaki bu gülüşü, güneşlerine ver.
Utanmadan öpebilirim de dudaklarından
Ya ışığa boğulursa evrenin tüm çıkışları
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
MEME- Emzik - KÖK varoluşun ve üretkenliğin temel üçlemini dizelere döküşünüz çok duyarlı ve anlamlıydı Ahmet Bey, yürekten kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on)
Herşeyin bozulduğu günümüzde...insana dair,insanlığa dair güzel bir çağrıydı...usta kaleminizi saygıyla kutluyorum.
Bu devirde kaç tane kökleri ve özü bozulmayan insanlık ağacı kaldı ki?... Dünyayı ışımaya yeter mi?...Çok evrensel bir düşünce. Şairin hayal gücü muhteşem. Kutlarım Şair...
Bir ağacın köklerinde ve insanlığın / insanın bozulmamış ve saf duygularında var yaşamı soluklamak sanatının ince damarları ...
Yeterki tıkanmasın, yeter ki kesilmesin...
Ne güzeldi...
Kutluyorum sevgili Ahmet Tahsin....
Bende çıkarayım üstümdekileri
Sen de benim ruhumun meme uçlarını gör
Emzikli sevdalar üretelim terimizden
Onlara bu güzelliğin sütlerinden ver.
..............................
Haydi, siz de çıkarın üstünüzdekileri
Çağlasın içtenliğin soylu pınarı
Aşılansın, insanlığın dar sevileri
Onlara bu ağacın köklerinden ver. Herkes çıkarmalı üstündekileri.Gerçek yüzler o zaman belli olur.Tebrikler Dost.
Sevgili Tahsin kardeşim, Hayal cafe deki kısada olsa muhabbetinle seni tanımış olmaktan onur duydum. Bütün şiirlerini sayfama aktardım vakit buldukça okuyup yorumlamaya çalışacağım. henüz bir kaç tanesini okuyabildim.Tebrik ediyor sevgi ve selamlarımı iletiyorum. saygılarımla.
Evet dost anadan üryan sade temiz ve saf hislerin adamı olabilmek,yozluklara inat.Yorumlarda beyniniş köle kıldıkları felsefeler üzerinden düşünenlere inat sadece çırılçıplak insan olabilmek.Sefilliklerine dizgin olarak türektikleri ahlak anlayışlarına inatÇünkü bilim ahlaka ihtiyaç duymaz gerçek çıplağıyla gerçek tir.
kendi içinde felsefesini en derin anlamıyla kuşanmış şiirinize ve olması gereken insanca felsefeyi işleyen kaleminize tebrikler..
Sevgi ve saygılarımla.
şehevî olmuş şiir.. ama ne yaparsın şiir işte.. bence tensel bakış daraltır aşkı ve bozar küçüklerin ahlakını..
:)
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta