buğulu gülüşlerle denize sarılırken ay,
yıldızlara doğru el sallardı pencerelerden
sırılsıklam sardunyalar…
limon çiçekleri dedi-koduya başlar
bir miskin edasıyla uzandığı yerden
doğrulurdu gölgeler ve içine dolardı
kaldırımlardaki kimsesiz ışıklar...
gecenin soluk alışverişi
yapışkan ürpertiler bırakırken
bir evsizin avuç içlerine
martılar umursamaz tavırlarla
uçarlardı gün doğumlarına...
kurgu yalnız bu değildi aslında
serçeler serenat yapacaktı
çileklere ahududunun dallarında
kırlangıçlar köşe kapmaca oynayacaktı
uçurumlara sıralanmış kümbetlerde...
iğde çiçeklerinin iç bayıltan kokuları arasında
karabataklar yavrularını besleyecekti
gagalarında taşıdıkları su ve solucanlarla…
yani İnce Memed’le ilk tanıştığımızda
inançlı, baş eğmez umutlarla yüklüydük
ve hep güvercin bakışlı aydınlığı sevecek
kar altından güneşe boynunu uzatan
kardelenlerle birlikte gülümseyecektik…
aklımızı Çakırdikenlerin turuncusuna takmadan
adım-adım yol alacaktık, gökkuşağı renklerine
böyle sözleşmiştik hayal arası dinlencelerle…
ve sonra veya sonunda
şartlı görülmüş geniş zamanın hikayesinde
yüzümüze devşirme bir gülüş gelip oturdu
özenti bir yaşam ve adını koyamadığınız
dizeler olup çıngı gibi sıçradık kalemden kağıda
italik, metalik söz dizimleriyle sayfa, sayfa…
Hatice AK/14 Mart 2015
Hatice AkKayıt Tarihi : 12.7.2015 16:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hatice Ak](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/07/12/oncesi-sonrasi-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!