Hasret yağmurlarının her damlası,
düştükçe saçlarıma, siyahlar aklara boyanır
ne yılların, ne ellerin günahı olmaz,
hicran oku, yüreğime, biteviye saplanır
Yüz değil, bin sene azap çeksem de,
Bir aya baktım, bir de sana,
mehtabı, bağrından doğuyor sandım
gözlerin, sineme düşen, bir yıldırım gibi;
gönlümü yakıp, kalbime akdın.
Mazide kalan, onca anılar,
Ateşimle pişmiş,bir ekmek gibiyim,
buyur gel,gönül soframa
Katığım da sen ol ki;
bir parçacık,sevgi aksın kursağıma
Bir zamanlar,ateşim yoktu;
Bir yalnızlık rüzgarı esti
tüttün gönlümde
Titreyerek sarsıldım
duramadım yerimde
O anda binlerce ses
uğuldadı beynimde
Aşkın püsküllü belası
sardı,dumanlı başımı
elime aldım henüz
aşk tatmamış,gönül tasımı
Düşünmem ben; sen isterken
Kalbimi,dudaklarınla yaktın;
şimdi sönmek bilmiyor
madem ki yaktın,istemezsen söndür;
zira,bana acı veriyor
Hazan vaktim gelmeden;
Hani, nerede o,ağlayıp ağlayıp da
güldüğümüz geceler
Aşkı,kadehlerden içip de
dudaklarda düğümlendi heceler
Hayal miydi, gerçekmiydi?
Gözlerim rüyalarımla;
her gece,koyun koyuna yatar
bir aşk var ki içimde;
acısı,hem beni,hem yürekler yakar
Sevilmeyi bilmeyenler;
Sabrımın da, sabrını taşırdın,
ey deli gönül!
Bahçemde açmıyor, senin yüzünden,
bak artık, bir tek gül!
Ömrüm gelip geçiyor,
Benden ayrılsan da,
gönlümle yine sende kalırım
vefasız bir yar diye,
mahşerde bile seni tanırım
Yüce mahkemede; sen kalp hırsızı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!