Yorulmadan sevmişliklerim vardır seni
Bir masal tadın da dinlemişliklerim
Bir varmış hep yokmuşla başlayan
Aciz bir çocuk gibi aldanmışlıklarım vardır
Sensizliğin yükünü sana yükleyip suçlamışlıklarım vardır birde
Çok şeyim yoktur sana dair aslında
Mahallenin yıkık duvarı üzerinde
Çekirdek çitlerken aşık oldum sana
Rüştünü ispat etmemiş bir aşk
Ben gidersem
Korkakça giderim
Yer altı şehirlerinde bulursun ayak izlerimi
Her dost biraz öldürür seni
Gözünden geçen gölgeyle öldürür
Gönlünden geçen şüpheyle ya da
Bazısı geçmişin hesabıyla öldürür
Bazısı da gelecekte ki yokluğuyla
Her dost biraz öldürür seni
Sırf tenine fısıldamak için şiir yazdığım oldu
Seni her gün yeniden kutsamak için
Her şiirin inşası bu kadar canımı yakarken
Her mısra her dize insafsızca yakarken ellerimi
Sırf sana benzesin diye şiir yazdığım oldu
Sana benzeyen her şey yakarken gözlerimi
Sen masumiyetle salınırken başka tenlerde
Beni aynalarda hüzünli bir seri katilin bakışları yakalıyordu
Hayatımın tüm çekmeceleri ve rafları
Tıka basa
Senin toplu mezarlarınla doluydu
Bazen devrimler geçer içimden
Kimsenin omuz vermediği devrimler
Bir hayat öpücüğü konar dudaklarıma
Serin bir esinti ensemi yalar, yüreğim eskiyi özler
Militanlaşırım
Üstelik tam günün ortasında
Yalpalayan kalemine inat
Hayatını ser, kağıt beyaz
Siyah gölgeler düşür akın üstüne
Ağaç çiz bir çocuk beceriksizliğiyle
Dalları olsun diken diken
Gönlüne batan
Kirpiklerinin ucunda sallanıyor söyleyemediklerin
Oysa ben sadece sus diye
Yıllardır kirpiklerinin dibinde bekledim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!