Ömür, kısa masalların oluşturduğu küçük bir kitap
Kısacık, sanki bir dost söyleşisi ve küçük bir hitap
Anlamsız ve içi boş koşturmacalarla geçip gidiyor
Bu ömürde insan bazen perişan ve bazen ise bitap
Tren gibidir ömür, istasyondan istasyona dolaşan
Bazen saatlerce bekleyen, bazen zor yolları aşan
İnsan da öyle değil mi ki sürekli zamanla yarışan
Ne kadar dolaşırsa dolaşsın son istasyona ulaşan
Yarım asırlık adam da olsan veya bir asırlık adam da
Arşivlere sığmaz dediğin ömürden ne kalmış aklında
Anlatmakla bitmez dediğin, o boşa geçmiş ömürden
Yaz diye verilse kalem, acaba kaç satır düşer kâğıda
Ömür pazarları kurulsa, ömürler alınsa ve ömür satılsa
Ömür uzar mı, ömüre ömür katılır mı, ne olur ki katılsa
Yüz yıl yaşasan da, ecelin bir yüz yıl daha ileriye atılsa
Sonsuz değil ömrün, mal, mülk ve dünya senin de olsa
Sorulmayacak mı sandın, nerede harcadığından ömrünü
Hepsi bir bir yazılı, yazan var yaşadığın dünü ve bugünü
Ömrün vefa eder mi, görecek misin ki bir sonra ki öğünü
Bu ne şamata, bu ne gaflet, kutladığın bu kimin düğünü
Dünya benim, ben dünyayım diyenlerin çıkıyordu sesleri gür
Benden güzeli yok diyenler vardı, selvi boylu, gözleri kömür
Ölümü unutanlar vardı ya, ahireti de, fakat herkes bir gün ölür
Sultanlar da güzeller de öldü, ölecek, ne diyelim sizlere ömür
Ömrünü çürütme, yalan dünyanın basit aldatmacalarına sakın
Ömrünü boşa geçirme, unutma beşer ecelin nefes kadar yakın
Dünyaya kazık çakmaya gelmedik ama istiyorsanız yine de çakın
Üç günlük ömür de dün bugün belli de ama kaç gündür ki yarın
(30.01.2017)
Kayıt Tarihi : 8.5.2018 14:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!