alemden bize ne
evvelsi geceden dalmışız ya kendimize
ucu kıvrık hançerimizle
kararlı sabahlara kara güneşlere yollanmışız
çiçeklerden arındırılmış olsakda
balta girmemiş ormanlarda türküler tutturuken
kahve tadında bir bakışta gömülüydü
geceyi maviye çekmeye meyil gülüşler
hazırdım
yastık göğsümle
üstelik
ufukta sevimsiz sabahüstleride görünmüyordu
Süzülen gözyaşımın öfkesinde bir tutku
Ağlayışında yüreğimin...
Zincirlenemeyen düşünce
Dalgalanan umutların özünde
Tane tane sıyrılış efkardan
Terkedişlerin yıkamadığı yürekle
garip bir tozbuluttur zaman
neyi barındırır bilinmez içerisinde
ya bir şeylere erkendeyiz
yada geç ağlamışız dünyaya
şimdi sessiz bekleyişte
üzerine atılmayı bekler gibi avının
gülümserdi güller
gönül koymalarımın en bahar bakışlarında
vakitsiz horoz ötüşleri lezzetinde şimdi sevda
zamansız aşk da
gün yüzü görmemiş hayallerim vardı
toprağa düşmemiş yağmur taneciği saflığında
onuncu köy yüreğinden defalarca toparlamışlıklarımla
sırattan ince
bomboş mektup kağıtlarının kalemimle sevişmelerine mahpus hayallerim
şiirler bestelediğim
zemheride sabah üstü ayazında şimdi gönüller
buz tutmuş türküler
hitap etmez...
dertlenmiş rakı
laf dinlemez...
terk etmiş döşek
gece kudurdu
son demlerinde
yutmak istiyor güneşimi
yar
dansa kalkmış ızdırapla
yine
sabahsız bir gecenin ortasında
iki büklüm bir sevdayla
seni sevmekten geldim
sabahsız bir gecenin ortasında
iki büklüm bir sevdayla
seni sevmekten geldim
suskunluğumun tek sesli yanısın
meydan okurcasına olmamışlıklara
tv de seni seyrettim az önce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!