Adını bilmediğim
Yüzünü görmediğim
Sevgisine sevgi veremediğim
Bir rüzgardır kapılıp gittiğim
Meçhulden gelen bir dost
Meçhule giden bir sevgilisin
Yollara düşmüş giderim
Çıkınımda katıksız ekmeğim
Sinemde dertlerimle giderim
Gölgen gelir peşimden beni bırakmaz
Bir savaş başlar aramızda
Seni akşama kadar döverim
Hep hazanı yaşadı durdu talihsiz sevdam
Ne zaman serpilip yeşermeye yüz tuttuysa
Sararıp bir bir döküldü yapraklarım
Gelip kanatma küllenmiş yaralarımı
Benim sevmemeye yeminim var
Aradım bu gece
Siyah saçları, karanlık gözleri
Mermerden heykelleri andıran duruşunu
Bazen tuzlu peynirde
Bazen leblebide
Seni aradım bu gece
Gülüşüne dudaklarımın
Bakma kar yağmamış
Simsiyah saçlarıma
Gülen gözlerime
Neşeli halime
Hiç bakma
Gülümsemelerini özlüyorum şimdi
Bağlamamın tellerine asarak nağmeleştirdiğim ve Sevmeye kıyamadığım
Öyle işte
Gülümsemelerini özlüyorum şimdi
Yaz biter, bahar olur, kış olur
Bana yollar gah iniş, gah yokuş olur
Can bedende, beden sende değilse
Beden ölüme, ölüm cana sarılır.
Yara açar bedenimde bitmeyen sevdan
Ne zaman pencereme gelse kanarya
Seke seke kaçarken görsem kınalıyı
Yada gecenin seherinde öterse baykuş
İçim burkulur birden, seni anımsarım
Papatya uzatıp başını müjdelerse baharı
Nağmeleri unutulmamış
Cananı her mırıldanışımda alıp getiren
Denizleri bağrında toplarcasına
Sevda sandallarına ninni söyleyip
Kotralarda şarap gibi içilen
Bir türkü biliyorum
Bağrışır çağrışırdık,
Kavga eder, sonra barışırdık,
Hemen bütün işlerine karışırdık,
Bir varmış, bir yokmuş oldu şimdi anam.
Her şey ondan istenir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!