Gölgeler koynunda gecenin körebe
Med cezirlere yolcu yüreğim
Halimi bilmez lal olmuş alfabe
Gölgelerin arkasında kifayetsizim
Ahh gölgeler önümde dağ gibi
Pencereme düşen ışıktan habersizim
Sis kaplardi daglari
Eserdi rüzgar ılık ılık
Hazanda başkaydı bağları
Doğduğum köy kızık
Başak sarı gök maviydi
Bir tuhafım bu aralar
Yüzüm gülerken kalbim hıçkırır
Beyhude kürek çekerim, içim yanar
Üstüne kondugun, dallarim kırılır
Sanma yarim dogsada hergün gülșen
Yokluğuna mahpus, kalbim titrer
Yüreğimde rüzgarlar esiyor leyla
Issız bucaksız köşelerime
Kuru ayaz kavuruyor yapraklarımı
Dön leylim illlerime
. . Rahman ve Rahim olan Allah'ın (c. c.) adıyla söze başlayalım. Sözlerin en güzel sahibidir Yüce Mevla. Bizimkisi sadece acziyet. Onun ismiyle başlayalım ki bereketlensin vesselam...
. . Issız bir sahrada çöl rüzgarlarinin savurduğu bir kum tanesi gibidir şu halim. Bir sağa bir sola savrulurum. Hak bakalım neyler neylerse güzel eyler.
.
Askin yeryüzüne inmiş yüzüsün yar
Ahh kara gözlüm dile gelse şu kumlar
Kelimeler lal sözcükler kısır
Gözleri maral bakışlı yarim. Belki vuslat bu dünyada olmayacak belki öbür alemde de Rabbim müsaade etmeyecek. Ondan gelene boyun bukmekten başka ne yapilabilir ki!
Ahh canan yar! dağların zirvesine kalelerin burçlarına çıkıp nefesim kesilinceye kadar ismini haykırasım geliyor. Ismini anmamaya muhurlenen şu dilimi kesesim geliyor. Uykumu bıçak gibi kesti yine, gecenin karanlığında gözlerim kaybolup gitti. Nerdesin sevdiceğim? Ne haldesin? Ben volkan gibi patlamak üzereyim lakin yine içime atmak mecburiyetindeyim susuyorum.
# Ama seni ama seni koskocaman seviyorum!
. . . . . MEMAT. . .
Dayan nefesim, ışığa az kaldı
Düğün var bu gece, giy libasını
Ufka gitmeye az kaldı
Getirmisler düğün arabasını
Ey kara dünyamın akı
Buzul tutan kıtamın kardeleni
Yaprak gibi solgunum bugün
Toprak gibi yorgunum bugün
Nefesimi kesen yılanlarla savaştım
Boğdular beni zehir kustular yüreğime
Saat ikibuçuk gecenin ta ortasında
Yine çıktın karşıma bıçak gibi
Dışarda yağmur var ay bile uykuda
Inlerim sevdiceğim ney gibi.
Derdini dile dökemeyen dertgahım
Afakanlar basar yüreğimi
Ruhumda bir fırtına bağ bozumu sanki
Bir yandan savruluyorum sarhoş misali
Hak eyledi beni üryan eyledi beni
Koydu yarin kapısına eşik eyledi beni
Yalınayak yürüyorum yarin bahcasinda
Gözyaşlarım kalmış gül yaprağında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!