Bir gece vaktiydi sana geldiğim
Gecenin kalbinde tandın Ankara
Mavi semasında mana bulduğum
Zamanı deviren andın Ankara
Şu harap gönlüme mührünü vurdun
Bakın şu halime can-ü yarenler
Issız sahralara itti aşk beni
Sırra agâh olup mana verenler
Dipsiz bir kuyuya attı aşk beni
Perişan halime şad-ı oynadı
İbrahim olunca Nemrut’a karşı
Yargısız ateşe attılar beni
Beşikte tanıdım alayı, arşı
O günden düşmana kattılar beni
Bülbülü kaybettim gonca gülünde
Dün, akşama doğru geldi haberin
Senin için yandım, tüttüm dün gece
Belki yoktu ama tığın, teberin
Darağcına kendim gittim dün gece
Usulca gözyaşı döktüm akşama
Hasretin içimde kördüğüm oldu
Kalın duvarları yıktım dün gece
Cemalinde beni gördüğüm oldu
Dönüp benden sana baktım dün gece
İçim kıpır kıpır kaynadı taştı
Sen gideli değişmedi hiçbir şey
Köyünde köpekler havlıyor gene
Yerli yerindedir hala tüm her şey
Arslan’ı çakallar avlıyor gene
Parayla tutulmuş sayın aydınlar
Başkadır sevdası, başka sevgisi
Eşi bulunmaz bir şehir Adana
Var mıdır Dünya’da onun gibisi?
Hasreti bir başka zehir Adana
Güneş doğup torosları aşanda
Cenab-ı Hak, akıl nasip etmezse
Bir kafada türlü yavşak barınır
Bey uyanık olup adam gütmezse
Bir obada türlü alçak barınır
Ağustos böceği çalarken sazı
Döküyorum amma içimi sana
Ne diyeceğimi bilemedim yar
Tükenirken ben yana yana
Akan kanlarımı silemedim yar
Affet beni, sana gelemedim yar
Gözlerinde yaş olayım
Damla damla ağla beni
Yâda cansız baş olayım
Mühür vurup dağla beni
Bu yarayı herkes bilsin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!