Bu firağın od'u kül etti beni
Sahrayı mecnun bile bana dar gelir.
Hakir bedenimin her zerresinden,
Vedud olan dosta feryad yükselir
Şol aşk deryasına dost attı beni.
Kurşun gibi inmiş Ankara'ya sis
Sensizliğin ağırlığı çökmüşcesine
Gözlerime sızıyor sıcak gülüşün
Ellerin beliriyor sisler içinde
Gözlerin en güzel yeri bu düşün
İfrit bir sancı özlemin,ense kökümde
Bir şiir yazmalıyım diye düşündüm sana..
Notalarla sevişip,tanburuyla konuşan..
O....Küçük dev adama
Nihavend taksimlerle baharlar getirirdin
Çocuksu düşlerimde küçük yatak odama.
Biraz daha büyüyüp delikanlı olunca
Gelmezdi aklıma bu yaştan sonra
Gözlerindeki hüzne vurulacağım
Yitirip aklımı divane gibi
Düşüp gamzelerinde kaybolacağım
Damla damla sızıp gönül tasına
Sıcaklığınla kavrulacağım
Yürek kaleminin mürekkebi tükenmiş
Akıl kağıdına yazamamakta..
İmgeler öksüzce boyun bükerek
Ağlaşmaktalar bomboş odanda
Sen aşkın ve kavgaların şairi
Belki seyretmektesin şimdi..
Bir şehri yavaş,yavaş yitirirken gözlerinde
Rafine acılardan damıtılır yalnızlıklar
Geçmişin kan boyalı koridorlarında...
Söyleyin...
Kanatır mı bir duvarı..tanıklıkları.
Tanyeri ağarmakta..
Vakit tam kızıla beş kala.
Sancılı doğumlara gebe
Gelmekte olan yeni gün......
Yürekler umuda açılmış yelken
Kızılın kışkırtan büyüsüne inat
Hasretin o kadar uzun olduki...
Vuslatı anlatan sözler tükendi
Hicran yüreğime öyle dolduki..
Yola yatırdığım gözler tükendi
Hiçbir geceyi beraber çalmamışken,
Yıldızlardan...
Üstelik hiç deymemişken gözlerim gözlerine
Buluşmamışken nefeslerimiz,
Lisesi aşıklar gibi kaçamak kuytularda
Ve hiçbir ayrılık yaşanmamışken daha
Bilir misin...
Uçmaya hasret bir kuşun
Neler hissettiğini.
Yada bir fidanın...
Susuz kaldığında damarları.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!