Hatırlar mısınız dostlarım;
Tanıştığımız ilk günü,
Hatırlar mısınız dostlarım,
Ayrıldığımız ilk günü,
Hani bir yaz tatili,
Ardından hepimizin dilinde
Her gece odamdaki güller,
Yokluğuna ağlıyor,
Zindan olan karanlıkta semada eller,
“Onu istiyorum” diye Mevla’ya yalvarıyor,
Kapının ardında ölümün soğukluğu,
Odamda yakıyor aşkının yokluğu,
Hakikat, hakikatten öte bir şey bu,
Umut, kurtuluş huzur yolu bu,
Yarin bana çektirdiği bu ıstırabı,
Belki dindirecek olan bir şey bu.
Sonsuzluk, sonsuzluktan da öte ürkütücü,
Bana bir adım uzaklıktasın,
Ama ayaklarım yürüyemiyor senin yanına,
Gel yanıma dercesine bana bakmaktasın,
Bir türlü söz geçiremiyorum ayaklarıma...
Olduğum yerde kenetlendi kaldı bedenim,
Hareket edemiyorum ne sağa ne de sola,
Şarkılar bile yetmiyor artık seni anlatmaya,
Beni benden aldın vay be!
Göz pınarım kurudu, mecalim kalkmadı ağlamaya
Yıllarca ağlamayan bu adamı ağlattın vay be!
Yollara çıktım seni haykırdım kaldırımlara,
Kaldırımlar bile sensizlikten ağlamakta, vay be!
Yıllar yordu bedenimi,
Saçlarım ağarmaya başladı tel tel,
Derdi veren Allah dermanını da verdi,
Yeter ki inançlı ol Yaradan'a aç bir el..
Sen bir adım gidersin, o bin adım gelir,
Bir yaz günüydü;
ağaçlar yeşermiş,
bahçedeki gülller açmıştı,
ama eksik olan bir şey vardı,
ağaçlar yeşermiş olsada,
güller açmış olsada,
Her sıkıntı sonrasında ağrı saplanıyor kafama,
Allah'ım bazen dayanamıyorum,
Senin sonsuz merhametin olmasa,
Nasıl dayanırdım bilemiyorum...!
Dünyalık işler yoruyor insan'ı Allah'ım,
Toplar dövüyor yine gönlümün surlarini,
Savunmada şimdi tüm muhafızlarım,
Bu kez çok fazla yıktılar duvarlarımı
Daha fazla dayanamayacak kapılarım...
Bu Fatih göz dikmiş burçlarıma.
Denizlerin dalgaları gizlenirken gecenin karanlığına,
Son kez bakıp, dönüp gitmiştin yanımdan,
Ben şimdi anılarınla uyanıyorum güneşsiz sabahlara,
Son bakışın bir mızrak gibi saplanıp geçiyor kafamdan
Ağaçların ıslığı eşlik ediyordu beni yalnız bırakışına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!