Azrail isterse, gelir yatağa.
Sakın gelmez, sanma, düşsen batağa
Hiç aldırmaz soğuğa sıcağa
Sende bir gün düşeceksin o ağa.
Her kes tatacak, bu Allahın emri
Ölecektir cömert, ölecek cimri
Kainatta hiç bir şey kalamaz diri
Olmamalı bu dünyanın esiri.
Biz ölünce, gireceğiz mezara
Yol soğuk, uçurum, zifiri kara
Sıratın üstünde olunca sıra
Cehennem atacak gülerek nara.
İstersen çoban olup çıkarsın dağa
İstersen köylü ol, şehirli, ağa
Vurulursan taşa kör bıçağa
Kimse seni gömemez ki toprağa
Hissedilir, soğuk tıprağın yüzü
İnsan oğlu toprak değil mi özü
Dökülecek bir gün her kesin gözü
Azrail görevli söyler son sözü
Söyle paşam, son bulmaz mı bu yaşam
Yıkılmaz mı Paris Londra newyork şam
Göster baki kalacak tek ihtişam
Hangi günün sonu olmaz ki akşam
Torpil yoktur, tehir olmaz bu ölüm
Her gül gibi sende solarsın gülüm
Sanma bu bir hakaret, haşa bir zulüm
Olsaydı, tatmazdı onu Resulüm.
Kaç kişi öldü, denize döküldü
İmparatorluk kuranlarda öldü
Çok kişi ölüme öyle üzüldü
Ölümden korkmayanlarsa güldü
Her yaşam, bir gün bitip son bulacak
Aklı selim olan ibret alacak
Mezardaki zorluktan kurtulacak
Melekler sevgiyle ona açarlar kucak
Ağla, ağla ey insan oğlu ölüm var.
Altına üstüne örülür duvar
Yer altında fareler ve yılanlar
Bir amelin varsa sana eder kar.
Kayıt Tarihi : 28.12.2017 18:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!