Son diye bitirilemez hadise
İcabında sonun da sonuna gelmişiz
Ne kadar vazgeçsek de kendimizden
Geçmişimizle sevişmemiz kaçınılmaz
Aynı kapılar kapanırken
Birtakım yollara girmiş insanlar
Biz aynı yollarda seyahat ederken
Farklı yollara savrulmuşuz
Son diye bitirilemez hadise
İcabında sonun da sonuna gelmişiz
Acıların en büyükleri dayatılmış bizlere
Biz kapımızı kırıp geçmişiz
Sevdanın doruğundayken
Birden kapılarımızı kitlemişiz
Son diye bitirilemez hadise
İcabında sonun da sonuna gelmişiz
Can almayı kendimize borç mu saydık?
Otuz beş kere bu devama devam ekledik
Kaç kere sarıldık silaha?
Aynı yolla pencereden girdik
Bizler biz değiliz artık efendiler!
Biz kendi cesedimizi çiğnemişiz
Son diye bitirilemez hadise
İcabında sonun da sonuna gelmişiz
Sevilmek bize namussuzluk diye atfedilmiş
Önümüz duvar
Arkamız yangın
O yangınla kaç masum cana kastetmişiz
Katli vacip denildi diye
Biz kendimizden bir kendi katletmişiz.
Son diye bitirilemez hadise
İcabında sonun da sonuna gelmişiz
Yağmursuzluktan yakınırken bir yaz sabahı
Bir ateşe alev yağmurları eklemişiz
Bir ah eden bile olamamış zaten
Ona da izin vermedik
Kapılar kitlendi
Duvarlar örüldü
Aynı acıdan bir yoksunluk ürettik
Kapıları kapatıyor geçmişimizin tanığı zaman
Bildik bilmedik anlamadık
Biz kendi ölü toprağımızı üzerimize serpmişiz
SİVAS’A
ÇUBUK/ANKARA
9 ŞUBAT 2012
SAAT: 01.07
Kayıt Tarihi : 1.11.2014 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!