Doymak sözcüğünü silmişler lügatımdan
yerine ”doyamadım sana” koymuslar...
Ölmek kelimesini silmişler kitabımdan
”sonsuza dek yaşıyorum seni” koymuşlar…
BirDeli
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kısa,öz ve gereken herşeyi anlatıyor. Tebrikler İlyas Özmen
AŞK derinliktir ..
aşık dile gelmiş...
şiir değil sarkı olmuş...:)
Abir'e katılmamak ne mümkün..
Şahane olmuş
:)
kutlarım
oopppsss...tebrik etmeye unutmusum...:-(
Mim Kemal Ertugrulun 'Canimin Yoncasi Benim' ve Muammerin 'Ölmek Niye, Seni Yaşamak Varken' bu iki siir ilk okuyusta, 'kisa, sirin, ve hos' diye dusundum.... ama her iki siir 3 boyutlu siir gibi olmus, ve her iikiside siradisi , felsefik olmus... ve kiskanmadim desem yalan olur:-)))
Sair lugatinda 'doymak/doygunluk ve ölümu' 'silinmesini' secmis cunku hayattan/yasamdan doymak, ölüme hazırlık, ölüm demektir...
Diger taraftan yerine , 'doyumsuzluk/yasamak' koymus ki bizi 'hayata/yasama' devam ettiren 'doyumsuzluk' tur...ve bu herseye gecerli, hele ask ta...sevgiliye doyumsuz ve onu sonsuza dek yasamak....buyuzden bu siiri felsefik bir siir olarak algiladim....bu siir ask siirinden de ote olmus...Sair bunu farketmeden de yazmis olabilir... belki de ben yine fazla mi kurcalamis oldum..? bilmiyorum ...ama yazmadan edemedim cunku her siiri siradisi buldum..... ve ben bu siiri cevirmeden edemedim....
Why die, when I am living you…//
Words like//
“satiation”//
as well as //
“death”//
have been erased from my lexicon,//
to be replaced by//
“insatiable” //
for the way I’m loving you//
and//
“living” //
for the way I endure you…//...............
Bu şiirin altındaki ismi görmedende aklıma gelen ilk isimle- MUAMMER ÇELİK- derdim.
Aslında şiirler Muammer Çelik-im ben diyor.
Tebriklerrr.....
Yoksa sayfalarca yazilanlar mi sigdirilmis iki kelimeye,ustaca olduga kesin.....
iki kelimeye sayfalar sığdırıyorsun üstadım..,
helal sana şiir yazmak...
Tebrikler Muammer usta..sevgilerimle
Doymak sözcüğünü silmişler lügatımdan
yerine ”doyamadım sana” koymuslar...
Ölmek kelimesini silmişler kitabımdan
”sonsuza dek yaşıyorum seni” koymuşlar…
..........
TEBRIKLER DOST SAiR
SELAMLAR
Ne güzel bir lügat bu...
Sevgi ve saygılar
S.İnal
Bu şiir ile ilgili 31 tane yorum bulunmakta