Olgun Ekinci Şiirleri - Şair Olgun Ekinci

0

TAKİPÇİ

Olgun Ekinci

…………... Sarp kayalıkların geçit vermediği, karla kaplı tepelerin canlıların iliklerini
dondurduğu zirvelerden, uçurum tepelerinin başlarını döndürüp ne yapacağını bile-
mez durumda en çaresiz bıraktığı, geçit vermez dağların aman vermediği, açlıktan
bir insanı saniyeler içinde parçalayacak vahşi hayvanlarla dolu ormanlardan geçe-
rek, koşarak, uçarak sana gelmek, sende olmak, biz olmak istiyorum… Eğer sende
‘’ hadi gel ‘’ dersen… Diyebilirsen…

Devamını Oku
Olgun Ekinci

......... Sırılsıklam geceden sarıldığım kurtuluşumdu göğüs ucu sarhoş bir pezevenk tarafından parçalanmış fahişenin göğüslerine sığınmak, orada kalmak ve uyumak... Kadındı, dişiydi, teri dahi anne kokuyordu gözlerim kapanır ve o saçlarımı okşar ve ben utanırken dünyadan...

......... Etiyopya’da sünnet edilen bakire kızların korku dolu gözlerine ela bir çift göz eklenir ve vurulurum o gözlerin gölgesine... Midyat’ta yaşlı bir gümüş ustasının hüner dolu ellerinde açarım dünyaya gözlerimi yeniden ve seni ararım, sorarım, bulamam kaybolurum İsevi sokakların terk ettirilen kardeş dokusunda... Nerdesin?

......... Vedası olmayan aşkın direnen kahramanlarına yakışır mı gitmek? Gitme, gidersen kent değil yıkılan dev gibi adamın serçe yüreği olur, o serçe konacağı yeri şaşırır, kirletilen onurlu tenler korunağı olur, korunaksız fahişe tenlerin sağlam göğsünü sahiplenir, kendi ıssız ve yıkılmışlığında... Oysa terk edilmiş kentlerden dumanı tüten viranelerin kalıntısıyım ve sen dönmedikçe lavlara dönüşür dumanım, canavar ruhun sentezinde masumları korkutan adi yaratığa dönüşür varlığım... Gitme, yıkma, yok olurum sevgili...

Devamını Oku
Olgun Ekinci

…………… Sevdam… Acılarım özlemine ulaşıp sessiz çığlıklar üretirken, kökünden söktüğü ağaçların zapt edilemez dayanılmazlığındaki kasırgaların, hortumların uçsuz bucaksız boranında çoğalmakta, çoğalmakta, çoğalmakta… Ve her gün yeniden artarak ve aşkına çoğalarak büyütmekteyim hayretler içinde bırakarak seni... Sana olan sevdama…

…………… En çok yaralarım olgunlaştırdı geçmişten bugüne uzanan içsel yaşantımı, onanmaz, kabuk tutmaz derdindeyken bilemezdim sevgi pınarımı sana, kaynağımda beslenen sözcüklerimi - ki sakladığımdı onlar- sevdana dair akıtacağımı… Bu yolda derman olacağını Lokman hekim gibi kanayanlarıma…

…………… Varoluşcu öğretiden kanıksadıklarım yol gösterici olamazken, Genç Werterin Acıları o zamandan dağlarken içimi, acıtırken kibrit kutusunda sakladığım küçük diye büyütmek istemediğim, aslında avuntum olan acılarımı asla bilemezdim sihirli lambadan bir cin ve dumanının gökyüzüne ulaşacak büyüklüğünü… Öylesine acılarım, yaralarım oldu ki sihirli lambasından çıkacak cinin, Alaattinin düşlerini kurardım bir gece yalnızlığımda gelsin, merhem olsun yaralarıma diye..Gelmedi…Gelemedi..Hiç olmadı ki cinim, sihirli lambam.

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Gece saklambaçlarında büyüdüm
Kendimden kaçar saklanırdım
Gündüz zamanları
Utanırdım şaklabanlıklarından büyüklerin
Gece bana ben geceye hiç ihanet etmedik...

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Sensizken isyanlar büyütüyorum yüreğim de
Deli boranlar yükseliyor içimden dışıma doğru
Fırtına öncesi sessizlikleri yırtıyorum
Eksilmesin alnımdaki isyan ateşim diye...

Kağıttan bir gemi yapıyor

Devamını Oku
Olgun Ekinci

......... Sadece iki kişilikti masa ve her yudum, her kadehte giyindiğim yalnızlıklarım meze oluyor, ağır geliyor, kaldıramıyordum anason kanıma karışıp nerde olduğumun şaşkın ve ürkek ve korunaksız akşamüzerinde... Batmakta olan güneşin son yansımalarıydı önümdeki kadehe yansıyan ışık ve bir yerlerden esiyordu rüzgâr yanaklarımı yalarcasına...

......... En çok beyaz mezeler olsun isterim ille de masamda birde olmasını istediğim ‘’O’’, ama o şimdi, nerede başladığı ve bittiği belli olmayan bu kentin kim bilir hangi yoksul evinde çocukların yüreğini zenginleştiriyor ve hangi yoksul genç kızların geleceğine umutlar döşüyor gözlerinin varsıl bakışlarında... Özlemler karışırken mezeye yalnızlıklar çoğaltıyor ve her yalnızlığımda olduğu gibi sanal kestane şekerleri biriktiriyorum, belki gelirsin diye...

......... Vurdumduymaz görüntü sergileyen masalardan kaçamak bakışlar yakalıyor, aynı duymazlığı sergiler gibi yapıyorum ve karşılıklı gizli zannedilen bu oyunu aslında alenen sergiliyoruz bakışlarını kaçıran yeni ve acemi âşıklar gibi... Kumsal restauranttaki takım elbiseli ve yaşı seksen civarında olan o amca düşüyor usuma ve aynı yalnızlıkta olduğumuzu fark ettiğimde onun gibi durmadan kolumdaki saate baktığımı nice sonra hissediyorum... Hep kadehine, hep saatine, hep bir yerlere bakıyordu şu andaki ben gibi ve gecenin sislerinde gözlerindeki hüzünleri yüreğimde hissetmiş, şimdi hüzündaş olmuştuk yıllar sonra...

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Hayat nedir sevgili?
Gidilen yolun dönüşü
Dönülen yolun erimine
Uzanamamak mı?

Gidip de dönmek değil

Devamını Oku
Olgun Ekinci

……… Sırları, asla bilinmeze gömülü kar düşmeyen ama ulaşılamayan dikten öte yalçın kayalara sırtını vermiş, güneş görmeyen aydınlıkta, kendi mum ışığıyla ışıttığı yapraksız dünyalarından yosunlar doğuran, yeşerten, dünyaya yosun yosun bakan iklimlerin bilinmezliğinden sesleniyorum, beni duyuyor musun? Var mısın?

……… En ulaşılmazda ulaşılan, zorlukları kolaya çeviren, yoku var eden, bittisinde dosta düşmana inat kendi benliğinde doğan ve bitmeyen, bitmeyecek olan, umutsuz gecelerinde umut denilen olguyu dolduran... Yürekleri çoğaltan, her yürek yangınında yeniden kendi küllerinden doğan yangını, tüm yangınlara çevirmeye hazır ormansız ama dikenli yürekleri yakmaya ve yeniden doğmamalarına etken olmaya Var mısın?

…….. Vadilerin ulaşılmaz kayalıklarında, asla göremediği güneşe, dokunamadığı suya inat yaşama tutunan vahşi bir zambağın yalnızlığına eşdeğer yaşanan gündelik çatışmaların çıkar ilişkilerinden sıyrılıp yine.. Yine ve yeni unutulmaz anılar oluşturmaya, oluşturulan dünyevi güzellikleri çoğaltmaya Var mısın?

Devamını Oku
Olgun Ekinci

_ Sokaklar sana çıkıyor sevgili, baktığım her kapıda sen varsın, gördüğüm her pencerede siluetin belirir ve özlem çoğaltırım sana gökyüzünün maviliğinden...

_ Eflatun rengi olur tüm ağaçlar ve o ağaçlardan sana uzanır tüm yollar... Yağan her yağmur sen olur yanaklarımdan içlerime süzülürsün... Gözlerime vuran damlarda kapattığım gözlerimde belirir ve açınca gördüğüm tüm çiçekler sen kokar...

_ Ve her sabah dinginliğinde koşuşturan insanlarda senden bir parça görürüm... Ağlamakta olan bebeğin gözyaşı olursun, çocuksu kahkahalarda sevinç çığlıklarısın...

Devamını Oku
Olgun Ekinci

En kısa andı
Doğum-ölüm arası
Seni sevmekten başka
Y a ş a y a m a d ı m k i

Doğdum / Yoktun / Öldüm

Devamını Oku