I) RUHUN GÜNAHLARDAN ARINMASI
Nasıl ki içki, sigara gibi ısrarla devam ettirdiğiniz bir zararlı madde alışkanlığınızı çok geçmeden bırakırsanız eğer o maddeden etkilenen organınız kendini tekrar yenilemeye başlıyorsa aynı şekilde ısrarla işlemeye devam ettiğiniz bir günahı bırakınca da ruhunuz o andan itibaren işlediğiniz günahtan arınmaya başlar. Ancak ruhun arınması da bedendeki bir organın arınması gibi yine sancılı gerçekleşir. Ruhun arınması bazen hüzün veya kederle bazen de zorlu bedensel hastalıklarla sınanarak gerçekleşir.
II) HASSASİYETLERİMİZ DEYİNCE
İlişkileri ve arkadaşlıkları ayakta tutan en önemli etmenlerden biri de hassasiyetlerimize gösterilen karşılıklı özendir. Genel hatlarıyla şu başlıklar altında sıralayabiliriz bu hassasiyetlerimizi:
▪︎ Bizde, yeri çok özel olan şeyler
I) YARALARI SARMAK İÇİN UYANMAN LAZIM.
İnsanı bazen umulmadık anda korkulara salan düşünce halinin kaynağı "yüreğinin derinliklerinde oluşan ve bir türlü anlam veremediği boşluk hissidir." Kişi ne zaman ki bunun farkına varırsa işte o vakit o düşünce hali artık onu korkutmaz. Çünkü olan biten her şeyi birden anlamlandırır ve ona o kadar zaman acı veren kaynağı kurutmak için bu nokta üzerinde yoğunlaşır. İşte bunun farkına varabilmak için de bir şekilde uyanmak/uyandırılmak gerekir. Uyanmak için ise o zamana kadar duymaya/görmeye alışık olmadığınız birçok şeyi duyabilmeyi ve görebilmeyi göze almanız gerekir.
II) KEÇİDEN ALDIĞIMIZ HUYLARIMIZ ve ÖZELLİKLERİMİZ
Eğer Türk milleti Kurttan ayrı olarak başka bir hayvan ile daha simgelenseydi bu kuşkusuz "Keçi" olurdu. Gidin bugün Toroslarda yaşayan yürüyen Türkleri (Yörükleri) inceleyin, neredeyse bütün huylarını keçiden esinlenerek almışlardır: İnatçı bir duruş sergileme, sürekli hareketlilik halinde olma, bildiğini okuma, hızlıca hareket edebilme, karşısına geçene çok keskin bir bakışla bakma, sürekli zor olana talip olma, aniden atarlanma, sürü içinde ama sürüden bağımsız hareket edebilme ve hatta düğünlerde oynadıkları oyunların figürlerine kadar daha başka birçok huyunu keçiden almışlardır. Ben kendim Burdur'luyum mesela. Bugün Burdur'a gidin: Şehrin girişinde sizi şaha kalkmış bir Keçi (Teke) heykeli karşılar. Üniversitesinin (Mehmet Akif Ersoy) simgesi de yine Keçi başı'dır. Uzun lafın kısası; konargöçer yaşam tarzının ayrılmaz bir parçası olan keçiler, Türk milletine has birçok özelliğin de belirleyicisi olmuştur doğal olarak.
I) TEMELSİZ İLİŞKİLERİN SONU
Eğer bu hayatta diğer insanlarla olan ilişkilerinizde kişisel menfaatleri merkeze
alıyorsanız, hayatınıza dahil olan kişiler de sizinle aynı kafa yapısındaki insanlar olur genellikle. Ve bu tür insanlarla kurduğunuz ilişkiler; derinlikten ve mânâ'dan yoksun, yüzeysel ilişkiler olur hep. Ömrü de pek uzun olmaz zaten bu temelde oluşturulan ilişkilerin. Ya taraflardan birisi kullanıldığını geç de olsa anlayıp karşı tarafa restini çeker ya da küçük bir çıkar çatışması durumunda aniden gümler bu tür ilişkiler.
II) DÜŞÜNME TEMBELLİĞİNİN CEREMESİ
Hiçbir şekilde düşünmeye gerek duymayan,
I) GERÇEK BAŞARININ ARDINDAKI ÖNEMLİ SIR
Gerçek başarıyı tarif ederken birçok uzman, ne kadar başarıyı yakaladığını anlamak için ömrünün sonunda kendini ne kadar başarılı bulduğuna bakmak gerekir diyor. Bence ömrünün sonundaki başarı, insan ilişkilerinde ölçüyü ne kadar tutturabildiğinle alakalı bir durum. Bu her anlamda karşımıza çıkıyor. Ancak bunu tek bir cümleyle ifadecek olursak eğer "güzel olan duygularımızda fazla israf etmeyip olumsuz olan duygularımızda da fazla sınırı aşmamak" şeklinde özetlenebilir.
Ufaktan ne isem hala oyum ben
Verdiğim ahdi asla çiğnemedim.
Sevse de sevilmese de bu yetim
Umut verdiğim yürekten geçmedim
Bazı zaman şimşek oldum gürledim
Karşılık yoksa tertemiz sevgine
Koyver gitsin gönül bigane dünyada
Dostmuş, arkadaşmış çoğu terane
Uslan artık gönül sahte dünyada
İyilik yaparsın maraz bulursun
Bazen eski bir fotoğraf karesi
Bazen de aklından çıkmayan sesi
Uzatırsın da tutamaz elini
Hatırası yaşatır artık seni
Tatlı bir gülüşü sana yeterdi
Aldırma öyle sen başkalarına
İnatçı olmak iyidir çoğu zaman
Popüler kültürün dayatmalarına
İnatla karşı koyacaksın her zaman
Seni sen yapan ilkelerin olacak
Işıldayan göz cansızlaşır
Şakıyan dil suskunlaşır
Aşkla çarpan kalp mahzunlaşır
Yürekte umutlar bitince
İçini sarar düşünceler
Öyle bir zamandayız ki
Yazı kışı acayip yıllara denk geldik
Öyle bir dünyadayız ki
İçi dışı çelişik kullara denk geldik
Yönümüzü arar iken kaybolduk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!