soluk boruma kaçmış olacak ki
düşümden evvel salgıladığın o isimsiz ihanet
hazmı zor bir ilişki gibi sıkıştı kasıklarımda
tıpkı sindirmekte zorlandığım bir et yumağına dönüştün işte
tıpkı geviş getirmekte güçlük çektiğim bir anlama dönüştün
ya da obez bir anlamsızlığa
Bir mermi geçiyor,
görüyor musunuz?
Ölüm renginde.
Bir mermi geçiyor,
sinsi bir zamanda, azrail/den hızlı.
İkindi sancılarına müteakip
Ruhumu secdeye verdim
Sonra biraz sükuta erdim
Aynama bakındım
Çok uzamış hüzünlerim
Berbere gittim
Dilimde kırbaç lekesi
Avuçlarımda masum bir maktul
Meşrebimden vazgeçemem
Ne kadar kanasa da özlemlerim...
Bu mektuplar kuş olsa canım
Dilimin ucunda mayhoş bir tören
Göğü yalandan dokuyor son piskoposlar
Sahtekar vaizlerin kırmızı perukları
İlk fırtınada kor oluyor
Hiç olmadığımız cennetlerimize
Huriler beyaz sayfalarda hurmalı şiirler sunuyor
Dirim/i kokundan mahrum eden zehirli geçmişim,
zehirli dokunuşlara bulaşıyor isimsiz bir salgın gibi.
İsmi kaybolmuş bir sancının şifrelerini çözmeye çalışırken,
yine böyle bir aşk havlinde,
göğün üstünde ücra bir hücreye sokulasım geliyor.
Bir ihanet arefesinde,
Uzun ve pürüzlü bir ten yolculuğundan yeni döndüm
Hayal yorgunuyum
Yoksullaşmış benlerime efkar dağıtıyorum
Aylardır kirasını vermeyen yüzsüz tedirginliğimi kapı dışarı ediyorum
Uzanıyorum maviye çalan gölgeme
Kirpiklerimden çırılçıplak bir tel düşüyor bucağıma
hücremde yabani bir fırtına
açım çok açım çok
kötü kalpli parmaklıkların arasında bir gölge
hissiz duygu bir tabak sancı uzatıyor
hani her çetele bir masaldı
Şiirin kısa biyografisi / İlk kadeh
sevdalı kıyamet provaları / ilk resim
gamsız deniz kışkırtılıyor
yetim adalar hıçkırıklarının peşinde
topraktan çıkan ilk gramer diline kan sürüyor / sevmeler gibi
Şehrimde dayanamadığım bir tuzak gibisin
Yakalasan beni bir an önce sendelediğim kaldırımlarda
Yakalasan Bir sokak lambasıyla sevişen köşe başında
Kıstırsan beynimin doğmamış taraflarını
Şarjörümde sadece bir sancı kaldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!