Elinde tebeşir, kara tahtaya,
Durmadan birşryler yazar öğretmen.
Mevsim şeridine, güne, haftaya...
Sevginin resmini çizer öğretmen.
Çocuklar sınıfta bal arıları,
Onlar bu ülkenin hem yarınları,
..
Başladım elimden tutup dedemin
Eti senin dedi kemiği benim
O anda titredi bütün bedenim
Tutunacak bir dalmış öğretmen
Okula gittim yaramazın teki
Hepsi tembeldide ben miyim zeki
..
Öğretmenim seni ben, anlamakta geciktim,
Oyun oynamak bana, dersten hoş geliyordu,
Sen koskoca öğretmen, ben küçücük çocuktum,
Anladım ki öğretmen, iyilik diliyordu.
..
Şu müspet ilmin kapısın açan
Uygarlığa giden yoldur öğretmen
Bu vatana en çok emeği geçen
İlim ağacında daldır öğretmen
Ortaçağın karanlığını yıkarak
Önder Ata tür ke sahip çıkarak
..
Öğretmen insanın özü gibidir
Derdime dermanı onda bulurum
Öğretmen çağların yılı gibidir
Bir harf öğretene köle olurum
Öğretmen bağların gülü gibidir
..
Uzun yıllar çalıştın bitirdin okulu,
Diğerleri gibi sen de seçtin bu yolu,
Ayırmadın hiç sağı ve solu,
Sana minnettarız canım öğretmen.
Bitirdin okulu çektin kurayı,
Karanlıktı, aydınlattın burayı,
..
İnsanlar için bir şeyler yapmak,insanların aklını ve gönlünü tutuşturmaktan alınacak zevk,hayatı israf etmenin zevkinden çok daha büyüktür.Bu açıdan bakınca belki de Dünya'nın en şanslı insanlarıdır öğretmenler.Çevremizin daha aydınlık, mutluluk dolu,daha insanca yaşanabilir olması yolunda çalışmak gibi,yer yüzünü cennete çevirmek gibi kutsal bir görevin rozeti iliştirilmiştir yakalarına.Böylesine kutsal bir görevi üstlenebilme şansına sahip oldukları için şanslıdır öğretmenler.
Zorlukların çokluğu ve engellerin büyüklüğü onların yok olmasına sebep olmaz.Tam tersine onları daha da güçlendirir.
Ulus ve ülke çıkarlarına göz diken yabancı güçlere karşı dirençli olmanın en önemli yolu kültür ve uygarlık yönünden yüksek olmaktır.Bu anlamda çıtanın yükseltilmesinde de en büyük sorumluluk ve en etkin rol yine öğretmenlerindir.
Sorumlu bir öğretmen hiç bir öğrencisinin ışıksız bir ortamda yetişen zayıf ve soluk bir çiçek gibi olmasını istemez.Öğrenci zekasını kullanmayı,çalışkan, atak ve nazik olmayı da okuldan öğretmeninden öğrenir.Öğrenci öğretmene verilmiş bir emanettir.Onun zihinsel ve düşünsel gelişiminden öğretmen sorumludur.Öğrencinin beyni gibi yüreği de öğretmene emanet edilmiştir.Onlarda sağlam bir ahlaki yapı oluşturmak, merhametli,insanları ve doğayı seven, tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyan.ülkesini ve tüm Dünya'yı önemseyen, koruyan saygılı bireyler olmayı öğretmek te öğretmenin görevidir.
Çocuğun ruhunun ateşini yakacak,onlara kanatlar takacak,dinamik düşünceli,uyanık ruhlu bireyler olmaları yolunda çalışmaktan yorulmayan, usanmayan,aksine heyecan ve zevk duyan özverili, örnek bir ustadır öğretmen...
..
Diyardan diyara tayinin çıktı,
Soluğu gurbette aldın öğretmen.
Anadan, babadan, sıladan ayrı,
Sevdiğine hasret kaldın öğretmen.
Ne menfaat bildin, ne pul, ne para,
Kahramanca gittin en uzaklara.
..
ÖĞRETMENLER
Çok sevdiğim, inandığım bir sözdür,
Beşikten mezara kadar bıkmadan oku
Bilgi beşiğidir okul, ilmin özüdür,
Eşiğinden sende geç var eyle yok’u.
Kutsal kişidir öğretmen var eder yok’u.
..
1972'li yıllar::Bir fıkra..
1972'li yıllardaydı..köyde kahvede oturuyoruz,tütün tabakalarında birer sigara sarmışız elimizde demli çay dolu bardaklar,o günün sorunlarını tartışıyoruz.Duvarda asılı idare lambalarının loş ışıkları sigara dumanlarıla iyice loş karanlık bir havaya büründürmüş içerisini.Konu nasıl oluştuysa bir fıkra anlatma gereği duydum.O fıkrayı sizinle paylaşmak istiyorum:
Ali okulundan eve gelmiş,yemeğini yemiş ve yarınki derslerini yapmaya koyulmuş.Öğretmen bir ödev vermiş,Ali'de babasına yardım etmesi için:Baba öğretmen dediki akşam babanıza sorun bakalım,Vatandaş,Devlet ve İstikbal ne demektir yazın getirin.Baba düşünmüş bak demiş:Vatandaş benim çalışıyorum didiniyorum,akşam kazandıklarımı eve getiriyorum,Devlet de annen,oda kazançlarımı evde eşit bir şekilde dağıtıyor,idareli kullanıyor,İstikbal ise şu kundaktaki küçük kardeşin,yarın büyüyecek okuyacak adam olacak vatana fayda sağlayacak.
Ali babasının anlattıklarını aklı yettiğince yazmaya başlıyor,biraz sonra kundaktaki kardeşi ağlamaya başlıyor,Ali annesine bakıyor,kadın cağız bir köşede uyuklamış,babasına bakıyor o da evin başka bir köşesinde uzanmış,yorgun argın.Kalkıp kardeşinin yanına gidiyor,kundağı açıyor,çocuk kakasını yapmış ıslak perişan bir halde.Babasını gidip dürtüyor::Ey Vatandaş kalk,kalk Devlet uyumuş İstiklal bok içinde....
..
EĞİTİMİN ÖNEMİ ve ÖĞRETMENİN ROLÜ
Hayvanların dâhi eğitildiği bir asırda insanların eğitimden mahrum kalması düşünülemez. Bunun içindir ki, her millet kendi eğitim sistemini kurmuş, istediği “insan tipi”ni yetiştirme gayreti içindedir.
Kendi bünyesine uygun eğitim sistemini kuran milletler yaşamaya, diğerleri ise er ya da geç yıkılmaya veya yok olmaya mahkûmdurlar.
Eğitimde esas olan keyfiyettir. Kemiyetin pek kıymeti harbiyesi yoktur. Bakınız bu konuda ünlü Prof. Dr. Mümtaz TURHAL ne söylüyor. “Bugünkü Türkiye’nin asıl derdi, okuma/yazma bilenlerin azlığından değil, münevverlerin iyi yetişmemiş olmasından kaynaklanmaktadır.” diyerek bu gerçeğe işâret etmektedirler. Doğrusuda bu değil midir?
..
8-] Siyasetlerin ve aydınların anlamak istemediği şudur. Bir kişi topluma gittiği zaman, ya bir birey oluşla (üretim için) topluma gider. Ya da bir yükümlü mükelleftir. Veya bir hizmet sunumu talep eden yurttaştır. Bu gibi oluşla topluma gidilir. Söz gelimi kendinizi öznel ifade etmek için topuma gidilmez. Öğrenci olacakla topluma gidilir. Halk alan meydan okuma yeridir.
Bireyler adeta toplumuna, bir bütünün uyumlaşan parçası gibi, her bir parça başı ayrı işlev veya benzer işlevlerini sağlayışla gidilir. insan toplumda, organel işlev gibi iken halk yaşamında bu özelliği gider. İşte topluma bu işlevin aidiyetliği bilinci ile gidilir. Söz gelimi öğretmen birey olacaktan; ya da bir pilot gibi veya başka tür özel statülü, yükümlü, üretim yapacak, hizmet alacak, mükellefliğini yerine getirecekten gidilir.
Aynı birey öğretmenimiz, toplumun bireyi olacakla işlev eşemeyeceği bir toplum alanına gittiğinde; artık öğretmen gibi olmanın, vatandaşlık ve insanlık hakkı olan taşımalarını isteyemez. Sözgelimi öğretmenimiz, toplumun bir vergi dairesine alanına gitmişse; öğretmenimiz, burada öğretmenliğini taşır oluşla aktif olmanın kolaylıkları ve ayrıcalıkları olan saygınlaşmaları taşıyıp, bekleyemez. Sadece bir görevce yasal bir mükellef olan yükümlü sade vatandaştır. Sade vatandaş hakkı statüsünü ve aktifliğini taşımak zorundadır.
Veya vergi dairesinin, bir hizmet alanı, bir kamu alanı olması hesabı ile öğretmenimiz de burada, ya bir araba ya da gayrimenkul tescili yaptırıyordur. Söz gelimi yine öğretmenimiz bir berberde, bir markette de müşteridir. Yani buralarda birey öğretmen olacakla işlev eşemezler. Bir tüketici kimlikli statü kazanmıştırlar.
..
Mis kokulu gonca gülde
Güzel sesli bülbülün dilinde
Öğretmen
Bazen demircinin örsünde
Bazen işçinin terinde
Öğretmen
..
Öğretmen olmayan bilemez,
Öğretmenlik başkadır, bambaşka:
Yolda giderken bir öğrencin dedi mi merhaba,
Unutursun o günkü dertlerini...
Dünyanın en büyük adamı sanırsın kendini!
Öğretmen olmayan bilemez,
..
Sevgili okurlarım, bugün öğretmenler günü olması münasebetiyle emekli bir öğretmen arkadaşınız olarak, sizlerle birkaç hususu paylaşmak istiyorum.
Bugün ülkemizde eğitim -öğretimde hizmet sunmakta olan 800 bin öğretmen mevcuttur. Bu öğretmenlerimizin konumu düşünüldüğünde, kutsal görevlerinin karşılığında nasıl yaşadıklarını gözden geçirmemiz gerekmektedir. Öğretmenlerin yoksulluk içinde yaşadıklarını bilmeden ve durumlarını düzeltmeden, günlerini güncelleyerek kutlamanın pekte işe yarayacağını düşünmüyorum.
Günün koşullarında yoksulluğun pençesine düşmüş olan ve birçok kültürel değerlerden mahrum kalan, görmesi, bilmesi ve öğrenmesi gereken bilgilerden yoksun bırakılan öğretmelerin günlerini kutlasak ne olur, kutlamasak ne olur.
Öğretmenleri mutlu etmek istiyorsak, ülkemizin geleceğini düşünüyorsak, bir an önce gerekli olan bütün tedbirleri almalıyız. Öğretmenlerin sorunlarına bir an önce çare bulmalıyız.
Gördüğüm kadarıyla bu zihniyetle ne bir çare, nede bir önlem alınacağa benzemiyor. Çünkü benim gibi düşünürsen varsın mantığı her daim olumsuzluğun içine ve bataklığın sonsuzluğuna götürür. Kaldı ki, sendikalaşma sürecinde, pozitif bilimin hiçe sayılması adına ortaya çıkan, sözüm ona öğretmenim diyenlerde, öğretmenlere zülüm etmeye başlayan sendikada var oldu. Hal bu iken, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemlerinde çok önemli bir sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Mustafa kemal Atatürk diyor ki: “Öğretmenler, bu vatan sizden fikri hür, vicdanı hür nesiller ister.” Bu düşünce gerçekleşmediği sürece, gerçek bir yurt severin yetiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Olması da mümkün değildir. Zaten olmuş olsaydı, bu günkü eğitimin yazboza dönmesi mümkün olmazdı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün milli eğitimin, milli kavramlarının ülke geleceği açısından önemini vurgularken, bu günleri düşünmüş olmalı ki, “Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Demiştir. Bunları söylerken, tek vücut bir aydınlanma ateşinin yakılmasını istemiştir. Yoksa göstermelik olarak, 24 Kasım’ın Millet mekteplerinin Başöğretmenliğinin kabulünün pekte önemli olmadığını söylemiştir. Nedenine gelince, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başöğretmenlik Unvanı verildiğinde, söylediği bu söze dikkat çekmek isterim.
Mustafa Kemal Atatürk, diyor ki, “sizler ve bizler bu davanın tek adamıyız ve hepimiz başöğretmen olmalıyız, aksı halde bu cehaletin üstesinden gelemeyiz.”diyor.
..
Daha önceki yazılarımda da sizlere; veli ve öğrenci davranışlarından söz ettim. Ama unuttuğumuz bir saçayağı daha var ki bazen dilimizi ısırıyoruz söylememek için. O da bazı öğretmenlerimizin çocuklarımıza olan olumlu ve olumsuz etkileridir.
Veliler sorumludur. Çevre sorumludur. Peki burada öğretmenlerin ne kadar sorumluluğu var? Ne yazık ki artık kendimizi de sorgulamalıyız. Bu sorunun çözümünde kimin payı varsa herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Yoksa yarınımız olan gençlerimizi kaybederiz. Birileri bu oluşumda suçlu, ama kim? Suçlu olan ayağa kalksın.
Çuvaldızı başkalarına, iğneyi kendimize saplayarak; gerçeği göremeyiz. Yanlışlık varsa, nerelere kadar uzandığını araştırmak, bulmak ve düzeltmek hepimizin görevidir. Velilerden, çocuklarına yanlış davrananlar yok mu? Mutlaka vardır. Bu kadar insanın arasından tek tük yanlış davrananlar olabilir.
Peki ya emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin söz ve davranışları, çocuklarımızı ne kadar etkiliyor dersiniz? Bunu bir annenin sözleriyle daha iyi anlayabiliriz. “ Okuldan eve gelince, ben ne söylersem söyleyeyim kulak arkası ediyor. Ama öğretmeninin gözüne girebilmek için, benim daha önce söyleyip de yaptıramadığım şeyleri bir çırpıda yapıyor. Şaşırıyorum.” Evet. Öğretmenlerimizin ruh hali, hareketleri ve sözleri ne kadar etkili acaba? Hiç düşündük mü? Bazen öğretmen seçeriz. “Benim çocuğum hassastır. Her öğretmen de okutmam. Çocuğumun dilinden anlayacak, onunla iletişim kuracak, onun konuşmasını, düşünmesini, yeteneklerini açığa çıkaracak öğretmen de okutmak isterim.” diye düşünenler yok mu?
..
SEN PERİHAN ÖĞRETMEN
=======================
Ders verirken sınıfta, ışıl ışıl gözleri,
Çalışkandır öğrenci, etkilidir sözleri.
Yetişirken bu gençlik, emeğin de özleri,
Yüreklerde meşale, sen Perihan öğretmen!
..
Dünya bir çiçek bahçesi,
Bahçede güldür öğretmen.
Hayata tat verir sesi,
Şakır,bülbüldür öğretmen.
Sever vatanı,milleti
Adaleti,hürriyeti,
..
2008 YILI 6. TÜRKÇE OLİMPİYATLARINDA ALMANYAYI TEMSİL EDEN BÜŞRA KAYNAK TARAFINDAN OKUNMUŞ VE BÜŞRA ANADİL ŞİİR KATEGORİSİNDE GÜMÜŞ ÖDÜL KAZANMIŞTIR.
2004 Yılı İzmirlioğlu İ.Ö.O’nun düzenlediği “Öğretmen” yarışmada ilçe 1.si “Kardelenler Kara İnat Büyür”(Şiir)
2004 Yılı ESDER’in düzenlediği”Öğretmen” yarışmada ilçe 1.si “Kardelenler Kara İnat Büyür”
2005 Yılı Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği “Öğretmen “ konulu yarışmada ilçe 2.si “Kardelenler Kara İ nat Büyür
..
Tüm öğretmenlere ve özellikle
Teknik Öğretmenlere ithaf olunur.
Bilgiyle kaynayıp, taşan pınardır,
Gönülden gönüle akar öğretmen.
Halkı Millet yapan ulu çınardır,
..